Her şey Gökçe ve ayrı ülkelerde yaşadığı biraderi Kerem'in futbol ve spor üzerine konuşmalarını bir blog üzerinde yapma düşüncesi ile başladı. Bir telaş içinde blog açıldı, ismine bile dakikalar içinde üzerinde çok çalışılmadan karar verildi. Tutuk tutuk akmaya başlayan yazılar belli bir süre sonra akıcılaştı. Çok kısa bir süre sonra akla 'neden sevdiğimiz arkadaşlarımızla bir rakı sofrasında paylaşıyor gibi' yazmıyoruz sorusu geldi. Ve işte iki kardeşin başladığı bu macerada artık dünyanın her yerinden kardeş gibi sevdiğimiz aile üyeleriyle birlikte yazıyor, tartışıyor, paylaşıyor, keyif alıyoruz hep beraber...
Alfabetik sıraya göre yazarlarımız:
Eren: 1982 İstanbul doğumlu. İlk canlı izlediği maçın Galatasaray’ın 14 senelik şampiyonluk hasretine son verdiği sezona rastladığını tahmin ediyor; Galatasaray ve Uğur Tütüneker hayranı olmasını buna borçlu olsa gerek. Yeşil sahalarda birçok mevkii denemesi sonucunda kendine ancak ‘görev adamı’ sıfatını uygun görebilmiş, asıl spor branşlarını yüzme ve basketbol olarak tanımlamıştır. Birkaç kulüp altyapısında görev aldıktan sonra aktif sporla erken yaşta ilişkisini kesti, günümüzde ise iflah olmaz sakatlıkları nedeniyle Çivilikrampon’un Linderoth’u ödülünün sahibi. Şu sıralarda hayatı 0-1’ler arasında gidip gelmektedir. Birkaç sezondur Avrupa’nın çeşitli ülkeleri arasında Yılmaz Vural kıvamında savrulmakta, sezon itibariyle Milano’da kiralık olarak forma giymektedir. Çivilikrampon’un gizli Gençlerbirliği sempatizanlarından, ve müzik tutkunu. Zaman yettiği takdirde, en büyük amacı dünya turunu tamamlamak.
Gökçe: Beşiktaşlı bir baba ve Galatasaraylı bir anneden bin dokuz yüz yetmiş altı yılında İstanbul’da doğdu. İlkokula kadar dış dünyadaki futboldan kopuk yaşayan Gökçe o yıllarda futbol ile Hugo Sanches'in taklalarıyla tanıştı ve ilkokul yıllarında iflah olmaz bir Fenerbahçe aşığı olmadan önce Real Madrid'li oldu. Öğrenim hayatını İstanbul’da geçiren Gökçe iş hayatında da yine bu guzellikler şehrinde adım attı. İki bin dört yılında Bodrum’un sıcak kumsallarından biraderi Kerem ile buz gibi sulara atlamak üzereyken çalan bir telefonla kendini Amsterdam’ın gri gökyüzü altında yükselen bir bankada buldu. Yaklaşık altı yıldır bu şehirde İstanbul’u hep biraz daha fazla özleyerek yaşıyor. Almanca ve İngilizce bilen Gökçe evli ve hiç çocuk babası…..
Kerem: Erguvanların çiçek açtığı bir bahar günü İstanbul’da doğdu. Küçüklüğünde aralarında Bakırköyspor, Sakaryaspor ve Sarıyer’in de bulunduğu küçük şehir ve semt takımlarına sempati duyarken, ilkokul çağından itibaren arkadaşlarına kendini bir Fenerbahçe taraftarı olarak tanıştırmaya başladı. Lise yıllarında yakın arkadaş çevresindeki neredeyse tek Fenerli oydu. Bu nedenle diğer takımlarla ‘birlikte yaşama’nin önemini o yıllarda kavramaya başladı. Aktif futbol hayatını lise yıllarında bitiren Kerem, izleyici ve yorumcı olarak futbolla ilişiğini hiç koparmadı. Fenerbahçe her ne kadar onun için hep en ön planda olsa da, yılların getirdiği göçebelik ile yaşadığı farklı şehirlerin takımlarını da heyecanla takip etmeye başladı. Bu nedenle sırasıyla Gençlerbirliği, Coventry FC ve New England Revolutions’u izleyip, destekledi. Rivayete göre yakında Montreal Impact'in müdavimi olacaktır. Futbol dışında ki hobileri müzik, edebiyat, politika, yemek, yolculuk ve tenisdir. Şu aralar Boston şehrinde Çivili Krampon’un Amerikalar temsilcisi olarak görev yapmakta, boş zamanlarında da doktora tezini bitirmeye çalışmaktadır.
Volkan: 1981'de İstanbul'da doğdu, nedendir bilinmez hala orada yaşıyor. Blog'un Beşiktaş kanadını temsil ediyor. Beşiktaş ve kadınlar yüzünden acı çekmeyi seviyor. Hobisi yok, bildiğin düz adam. Blog'da 2 haftadan uzun süre yazmıyorsa, ilişmeyin; kesin tasarlaması gereken bir bina, yetişmesi gereken bir yarışması vardır.Kieran: 1989’da İstanbul’da doğdu. Kendini bildiğinden beri futbol izliyor ve oynuyor. En beğendiği teknik direktör David Moyes olsa da, 1996’dan beri fanatik bir Liverpool’lu bu yüzden onun için en kıymetli oyuncular Robbie Fowler, Phil Babb, Jason McAteer, Jamie Carragher, John Barnes, Stan Collymore ve Steven Gerrard. Ayrıca “makul” bir Galatasaray destekçisi, Gençlerbirliği sempatizanı. Amatör olarak bir futbol kariyeri mecvut olsa da aslında tam anlamıyla bir “halı saha topçusu”. Futbol dışında, edebiyat, sinema ve iktisatla ilgilenmekte. Çivili Krampon ailesine geçtiğimiz sene katıldı ve henüz ailenin hiçbir ferdi ile tanışmamış olsa da hepsini sanki yıllar önce, bir rakı sofrasında tanımışçasına iyi hatıralarla anıyor. Hala İstanbul’da yaşıyor.
Kaiowas
SK
0 yorum:
Yorum Gönder