14.10.2008

Duran Toplar - Futbol

İçinde bulunduğumuz milli maç haftası günümüz futbolunun çok önemli bir yönünü artık yadsınamaz şekilde gözümüze soktu. Gerek bizim maç gerek diğer maçlarda duran toplardan sonucu gelen goller ve oluşan pozisyonlar direk skora ve puana etki etti.

Peki bunu nasıl analiz edebiliriz. Çok basit aslında, artık gitgide gelişen tıp, antreman ve beslenme sekilleri sayesinde fiziken çok kuvvetli futbolcular, azalan teknik futbolcular. İki taraflı yüksek temponun oyunu sıkıştırması, düşen maç başına gol ve pozisyon oranları.

Teknik ekipler yıllarca hep daha da problem yaratan bu olaya çözüm olarak duran topları buldu. Antremanların ciddi bir bölümü duran top sıransında yerleşim ve duran toplara ayrıldı. Çünkü bu kadar sıkışık alanlarda oynanan maçlarda duran topla bulunan bir gol ya puan ya da çılıp güzelleşen bir oyun demekti.

Türkiye bu duran top mevsuzu ile yoğun olarak Daum'un Fenerbahçe döneminde tanıştı. Benim 32 senelik hayatım boyunca gördüğüm en etkili Fenerbahçe Teknik Direktörü olan Daum'un özel antremanları ve bu oyunlara çok uygun futbolcularla (Kullananlar: Van Hooijdonk, Alex Vuranlar: Nobre, Luciano, Servet, Tomas, Önder, Edu, Lugano) çok başarılı oldu Fenerbahçe. Ama çok nefis Türk yorumcuları hep küçümsedi Fenerbahçe'nin bu yönünü (bunu konu Fenerbahçe olduğu için değil anlayışı göstermek için söylüyorum). Çok az kişi hariç pek çok yorumcu ve futbol adamı(!) sanki şansla atılmış goller pozisyonlar olarak gördüler bunu. Fenerbahçe galibiyetlerine 'amaan iki durun top iki gol' diye baktılar.

Şimdi hayretle gördüğüm şey ismini yazıda kullanmadığım bu insanların tam tersi şekilde ilk paragraflarda yazdığım verileri kullanarak duran topların futboldaki önemini anlatıyorlar ve ben de hala ağzı açık onları dinliyorum.

Hep değişime ve yeniliğe karşıyız ve daha kötüsü ileriyi görenlerle dalga geçiyoruz...

1 yorum:

İlker Yılmaz dedi ki...

geriye dönüp baktığımda daum'un çok şey kazandırdığını görüyorum. tuncay'ın sağ ayaklı olduğunu, ondan sol açık olamayacağını bir ara çok konuşurlardı birde.