31.10.2008

Günde 10 Bin Ekmek Yiyen Adam


Biliyorsunuz Fatih Terim'in yeni maaşı geçen haftalarda çok konuşulmuştu. Merakımdan dolayı, internet diye bir şey varmış arkadaşlardan söyledi, oradan bakıp bazı teknik direktörlerin maaşlarını buldum ve Fatih "The Angry Turk" Terim ile kıyaslama imkanı buldum.

Premier League

Arsene Wenger (Arsenal) £4.5m
Kevin Keegan (Newcastle) £4m
Alex Ferguson (Man Utd) £3m
Harry Redknapp (Portsmouth) £3m
Mark Hughes (Man City) £3m
Roy Keane (Sunderland) £3m
Rafael Benitez (Liverpool) £2.5m
David Moyes (Everton) £2.5m
Alan Curbishley (West Ham) £2m
Alex McLeish (Birmingham) £1.6m
Steve Bruce (Wigan) £1.6m)
Paul Jewell (Derby) £1m
Steve Coppell (Reading) £1.5m

Serie A

Jose Mourinho (Inter Milan) £7m
Carlo Ancelotti (AC Milan) £3.6m
Luciano Spalletti (Roma) £1.6m
Cesare Prandelli (Fiorentina) £1.2m
Claudio Ranieri (Juventus) £1.2m
Walter Novellino (Torino) £800,000
Stefano Colantuono (Palermo) £720,000
Edy Reja (Napoli) £560,000
Walter Mazzarri (Sampdoria) £480,000
Delio Rossi (Lazio) £440,000
Marco Giampaolo (Cagliari) £400,000
Pasquale Marino (Udinese) £400,000
Luigi Del Neri (Atalanta) £360,000
Gigi Cagni (Empoli) £360,000
Silvio Baldini (Catania) £280,000
Domenico Di Carlo (Parma) £280,000
Gian Piero Gasperini (Genoa) £240,000
Andrea Mandorlini (Siena) £200,000
Massimo Ficcadenti (Reggina) £200,000
Fernando Orsi (Livorno) £160,000

Others

Fabio Capello (England) £4.5m
Jurgen Klinsmann (Bayern Munich) £2m
Giovanni Trapattoni (Rep Of Ireland) £1.5m

(2007 rakamları ile yaklaşık yıllık maaşlarmış, bonuslar, bayramlarda çıktıkları ekstralar dahil değilmiş.)

Fatih Terim ise ayda 260.000 YTL + SSK + Yol & Yemek alacakmış. Şu an pound 2.5 YTL civarlarında seyrettiğine göre 105,000 pound oluyor Fatih "The Everyting is samting happened" Terim'in aylık maaşı.

Yabancılar kendilerini daha zengin göstermek için hep yıllık maaşlarını söyler ya, biz de öyle yapalım sonuçta burada bahsettiğimiz herhangi biri değil, bir okkazyon insanı:

105,000 pound X 12 = 1,260,000 ingiliz sterlini etti. (Pound 12 ile çarpılınca sterline dönüşür.)

Tersten bir okuma yaparsak, hangi takımlar bu maaş skalasının altında bir ücreti kabul edebiliyor
İngiltere'de sadece Derby County....
İtalyada ise Milanlar ve Roma dışında bütün klüpler.
Milli takımlarda da İrlandayı bile çalıştıramıyor, içimizdeki irlandalılara rağmen.

Ya tersi tersten okursak, yukarda bahsi geçen teknik direktörlerden kaç tanesi Fatih Terim'in maaşına burada Milli Takımı çalıştırmayı, Hıncal'la falan muhatap olmayı ister?

"Asgari ücretin bilmem kaç lira olduğu bu memlekette,insanlar evine ekmek götüremezken, adam çuvalla para alıyor" edebiyat tarzı olarak ilginçtir, güzeldir, insanı hüzünklendirir ama eskimiştir.

Üstat da bunu farkettiği için dememiş miydi "I dont look back, I look (elleri ile de gösterir) front."

Fatih Terim'in maaşı ile ayda 371.000 ekmek alınabilmektedir. Günde 10bin ekmekten fazla etmektedir ki şüphesiz bu kadar ekmeği bir kişinin yemesi insan bünyesine zararlıdır.

Peki Fatih Terim Türkiye'nin en çok kazanan kişisi midir? Şüphesiz hayır. Fakat tanınmış insanlar arasında aylık geliri deklare edilmiş yegane insanlardan biridir.

Peki adamın maaşı konusundaki safsatanın sebebi nedir?

1. Adanalı olması. Yani TC vatandaşı olması. Üstelik de öyle zengin bir aileden falan gelmeyip, çalışarak, didinerek, çene kaslarını gererek bir yerlere gelmesi ve iyi para kazanması anlaşılamamaktadır. Yoksa yabancı teknik direktörler gelir, bu paranın bir kaç mislini kazanır, ama yabancı olduğu için yabancıdır işte, otobüs yolculuğun kapıkuleye kadardır, sen vize kuyruğuna girerken o kimliğini gösterir geçer.

2. Değerinin olması... Berberde saçı kesilirken eğlencelidir tabi "Ulan bu Fatih Terim'de bir halt bilmiyor. Koyacaktı Ümit'i kadroya. Abicim yok yaw, bizden teknik direktör falan çıkmıyor." geyikleri... Derken asker arkadaşı gözüyle baktığı adamın aldığı maaşı duyunca arasındaki ulaşılmaz mesafeyi idrak eder bünye. "Fatih"in çok para aldığını biliyordur, zaten kendisi dışında herkes çok para kazanıyordur, yoksa bu kadar lüks araba olur mu memlekette, diye düşünür. Ama "çok" belirsiz bir değerdir, analitik düşünmeyen zihin için tavşan kanı çay ayarındadır. 260.000 YTL diyince veresiye veren bakkal kafası çalışmaya başlar, düşünür, taşınır, yaw kendisi ayda 1000 ytl'ye talim ederken bu adam nasıl bu parayı kazanıyordur? Adaleti yok mudur bu dünyanın? Ulan futbolcu olmak vardı, sonra da teknik direktör.... Ah be ah, oğlum çayım bitti, tazelesene, efkar yaptık şurada...

3. Futbolu 21 kişinin bir topun peşinden koştuğu koca bir zaman kaybı olarak zihniyet. Dur ayol, yoksa 22 kişi miydi, zaten hiç anlamadım bu ofsayt olaylarını.

Bir an için kendinizi FM dünyasında düşünün. İşiniz yok pek çok takıma başvuruyorsunuz. Sizinle ilgilenen iki takım var ve aynı maaşı veriyor. Derby County ve Türkiye Milli Takımı. Siz de Türkiye Milli Takımını seçiyorsunuz. (Ama aklınız hep milanda, çünkü oyunun başında milan'ı almışsınız fakat oradan kovulmuşsunuz daha takımı tanımadan.)

Ama Ertugrul Özkök ne demiş, "Hadi itiraf edin kendinize, Türkiye Milli Takımını FM'de çalıştırmak size gurur verse de, gönlünüzde hep Derby'i alıp orada genç yeteneklerle Premier Lig şampiyonluğunu koşmak yatıyor değil mi?"

Sonuçta FM dünyasında eve günde 10 bin ekmek götürme kaygısı yok...
Devamı - Günde 10 Bin Ekmek Yiyen Adam

16.10.2008

PRO EVOLUTION SOCCER 2009


1 seneden beri dunyadaki tum pescilerin bekledigi gun geldi. Hafta ici piyasaya cikmasina ragmen, Hollanda'da dukkanlarin 17.30'da kapanmasindan ve benim o saatde isden cikmamin imkansiz oldugundan dolayi alamadigim oyunu sehirde calisan Royal Stix'in bana buyuk bir kiyak yaparak almasi ile bu aksam kavusacagim. 9 Aydir tek basima bir tek mac yapmayan ben aksama kac mac yapacagimi tahmin bile edemiyorum....

Bundan guzeli bu oyunu Amsterdam'da en cok oynadigim ve su an Ukrayna'da yasayan 2 yakin arkadasimin yarin gelecek olmasi bize bol pes 2009'lu ama uykusuz bir haftasonu gecirtireceginden eminim...

Esimin de, bir proje icin yurt disinda olmasi sinirlarimizi zorlamak icin iyi bir test olacaktir....
Devamı - PRO EVOLUTION SOCCER 2009

14.10.2008

Duran Toplar - Futbol

İçinde bulunduğumuz milli maç haftası günümüz futbolunun çok önemli bir yönünü artık yadsınamaz şekilde gözümüze soktu. Gerek bizim maç gerek diğer maçlarda duran toplardan sonucu gelen goller ve oluşan pozisyonlar direk skora ve puana etki etti.

Peki bunu nasıl analiz edebiliriz. Çok basit aslında, artık gitgide gelişen tıp, antreman ve beslenme sekilleri sayesinde fiziken çok kuvvetli futbolcular, azalan teknik futbolcular. İki taraflı yüksek temponun oyunu sıkıştırması, düşen maç başına gol ve pozisyon oranları.

Teknik ekipler yıllarca hep daha da problem yaratan bu olaya çözüm olarak duran topları buldu. Antremanların ciddi bir bölümü duran top sıransında yerleşim ve duran toplara ayrıldı. Çünkü bu kadar sıkışık alanlarda oynanan maçlarda duran topla bulunan bir gol ya puan ya da çılıp güzelleşen bir oyun demekti.

Türkiye bu duran top mevsuzu ile yoğun olarak Daum'un Fenerbahçe döneminde tanıştı. Benim 32 senelik hayatım boyunca gördüğüm en etkili Fenerbahçe Teknik Direktörü olan Daum'un özel antremanları ve bu oyunlara çok uygun futbolcularla (Kullananlar: Van Hooijdonk, Alex Vuranlar: Nobre, Luciano, Servet, Tomas, Önder, Edu, Lugano) çok başarılı oldu Fenerbahçe. Ama çok nefis Türk yorumcuları hep küçümsedi Fenerbahçe'nin bu yönünü (bunu konu Fenerbahçe olduğu için değil anlayışı göstermek için söylüyorum). Çok az kişi hariç pek çok yorumcu ve futbol adamı(!) sanki şansla atılmış goller pozisyonlar olarak gördüler bunu. Fenerbahçe galibiyetlerine 'amaan iki durun top iki gol' diye baktılar.

Şimdi hayretle gördüğüm şey ismini yazıda kullanmadığım bu insanların tam tersi şekilde ilk paragraflarda yazdığım verileri kullanarak duran topların futboldaki önemini anlatıyorlar ve ben de hala ağzı açık onları dinliyorum.

Hep değişime ve yeniliğe karşıyız ve daha kötüsü ileriyi görenlerle dalga geçiyoruz...
Devamı - Duran Toplar - Futbol

Milli Takım -Kendine ve Takımına Saygı

Milli maç arasında doğal olarak hep milli takım, Fatih Terim, oyuncular tartışılıyor progrmalarda, tek rol çalan Mustafa Denizli ile Beşiktaş oldu...

Bosna Hersek maçını seyretmedim, fazladan 10 dolar vermek istemedim... Ama hemen maçın ardından evde çıkan tüm kanallarda yorumları ve ropörtajları dinlemeye calıştım. Çıkan ortak fikir takımın ikinci yarı çok iyi mücadele ettiği ve geleceğe dair umut verdiği. Bu herkesin anlaştığı bir konu idi, bir diğeri ise sakatlıklar ve bunun sonucunda sahaya çıkan genç kadro. Hadi yorumcuları anlamak mümkün ama Milli Takımın kendi oyuncularının, 'çok eksiktik bugün ona göre haaa' tarzı yorumları o kadar çoktu ki canımı sıktı. Sen birlikte sahaya çıktığın ve beraberce bir takımın parcası olduğun arkadaşların hakkında bu şekilde konuşursan yorumcudan ve taraftardan nasıl saygı beklersin bu konuda. Galibiyetle sonuçlanmış umut veren bir maçtan sonra bunu söylüyorlar. Hele Servet, erdemli ve dolu konuşmaya çalışan tavrı ile hiç örtüşmeyen konuşmalar yaptı bu konu ile ilgili. Benimle aynı düşünceleri bir spor yazarı daha paylaştı çok benzer kelimerler televizyonda ama içerki odada iş yaptığımdan kim olduğunu göremedim. Oyuncularımızın fiziki ve futbol altyapısı kadar genel eğitim altyapıları da yetersiz olduğundan ortaya çıkıyor bu manzara... Sen sahaya çıkan gencecik çocuklara eksik demeyeceksin artık. O genç dediklerinin yaşındakiler geçen sene EPL ve ŞL kazanan takımın bir nuamralı yıldızı oluyor.

Aynı şekilde spor yazarları da benzer şarkıları söylüyolar hem de üst notalardan sert sert, arkadaşım siz genç yaş ortalamalı Arsenal'i bir gün önce örnek verip sonra bu milli takımı eleştirirsen tabiki internetle elinde her tür bilgi olan nesilden saygı bekleyemezsin.

Çok doluyum arkadaşlar:)
Devamı - Milli Takım -Kendine ve Takımına Saygı

13.10.2008

Anketler

Geçen hafta iki anket koyduk Blog'a birisi geyik diğeri UEFA kuraları sonucu Galatasaray'ın gruptan çıkma şansı üzerine... Cevaplar aşağıda:


Galatasaray'ın geçmiş senelerdeki Avrupa performansı ve bu sene İsviçre takımınından yenen 4 gol insanları ürkütmüş gibi gözüküyor, zor olacak maçlar, sakatların iyileşmesi ve takım savunmasının oturması gruptan çıkartabilir Galatasaray'ı ancak mevcut durumla zor...

Parmakarası terlik konusunda ise kıl payı yenilikçiler önde, giyenler ve giymeyenler eşit gibi gözüksede üç tane de potansiyel var. Aslında bu ankete belirleyici olarak yaşı da koymak gerekirdi sanırım...
Devamı - Anketler

Ayhan Bermek, Açık Oturum, Lig TV

Dün akşam yemek sonrası kanalları gezerken Lig TV'de Açık Oturum diye bir programa rast geldik eşimle seyredelim dedik. Programda bir Milli Takım tartışması, ismini bilmediğim genç bir sunucu, Ayhan Bermek, Bülent Korkmaz ve Ömer Güvenç. Sondan başlamak gerekirse Ömer Güvenç Şansal Büyüka akımının tam bir temsilcisi ve onun bir kopyası gibi, haz vermeyen görüşler yaparken, hiç sevmediğim çok saydığım Bülent çok yerinde çok güzel tespitler yaptı. Gelelim Ayhan Bermek Beyefendiye. Kendisi öncelikle Maksim'e çıkacakmış gibi bir ceket giymiş tüm program gözümüzü ceketin parıltılarından alamadık.

Gelelim işin acı acı gülümseten kısmına, kendisi yaklaşık yedi sene Fatih Terim'le Milli Takım'da mesai arkadaşlığı yaptığını söyledi. Türk futbolunda bu kadar uzun süre bu kadar önemli görevlerde bulunmuş bir insanın yaptığı yorumu aklımda kaldığı kadarıyla aktarıyorum:

'... Artık Türkiye değişti, Türk futbolcuları değişti. Artık yurtdışına gidip hemen bir ay sonra dönmek yok, artık orada kalıcı olmaya olmaya başladılar bizim çocuklar. Bakın mesela Nuri, Altıntop kardeşler, Mevlüt, Nihat ve Yıldıray... Bunlar artık orada kalıcı...'

Ben ne diyeyim Ayhan Bey sana...

Bu arada eşim fazla detaya girmeden iyi bir futbol izleyicisidir. Kendisi Ayhan Bey'i izlerken krize girdi, siz bu programları izlerken nasıl dayanabiliyorsunuz bu yorumlara diye...

Devamı - Ayhan Bermek, Açık Oturum, Lig TV

Ata Demirer - Fenerbahçe yorumu

Oldukça eski bir video ama çok başarılı... Haftaya güzel başlayalım ters uğur yapalım bu video ile Kocaeli'de biçilmiş kaftan kötü gidişi tersine çevirmek için...

Devamı - Ata Demirer - Fenerbahçe yorumu

12.10.2008

Çifte Hüsran

Fenerbahce bugun basketbol kadinlar ve erkeklerde iki kupayi birden kaybetti. Erkek takimi yenilmesine ragmen onemli eksikleri ile umut verirken, kadinlar Galatasaray karsisinda maalesef farkli yenildiler. Galatasaray resmi sitesinin uzun zamanlar sonra amator branslari hatirlamasi da manidar. Bir kac yildir suren maglup karakterlerini bu macla birazcik kirabilmisler.

Fenerbahce genelinde ise isler her yonde kotu gidiyor. Bunun bitecegi bir yer olmali gibi dusunutoyorum, aksi taktirde hafta sonlar diger aktiviteler icin fazldan zaman bulacagim...

Salon:
Atatürk
Hakemler: Engin Kennerman , Fatih Arslanoğlu , Alper Özgök
Fenerbahçe Ülker: Green 21, Mirsad 8, Giricek 18, Vidmar 2, Serhat, Oğuz 12, Smith 2, Preldzic 2, Damir 11, Rasim 3
Türk Telekom: Serkan 20, Tutku 11, Winston 7, Dudley 9, Lang 14, Wright , Asım 2, Blakney 14, Bekir 6, Barış Özcan
1. periyot: 22-24
Devre: 45-40 (Türk Telekom lehine)
3. periyot: 54-57
Mac: 83-79
Beş faulle çıkan: 39.54 Smith (Fenerbahçe Ülker)
SALON: Ankara Atatürk Spor Salonu
HAKEMLER: Aytuğ Ekti-Özlem Yalman
FENERBAHÇE(55): Emilie Gomis 2 ( 3 ribaund, 1 asist), Esmeral Tunçluer 10 (4 ribaund, 3 asist), Nalan Ramazanoğlu 6 (2 ribaund), Nevriye Yılmaz 9 (6 ribaund), Matee B Ajavon 12 (4 ribaund, 1 asist), Tammy Sutton-Brown 12 (4 ribaund), Melike Bakırcıoğlu, Kristen Newlin 4 (9 ribaund, 1 asist).
GALATASARAY(71): Tuğba Palazoğlu 10 (2 ribaund, 1 asist), Bahar Çağlar, Işıl Alben 10 (6 ribaund, 8 asist), Taj Mc-Williams Franklin 10 (6 ribaund, 1 asist), Yasemin Horasan 8 (6 ribaund, 1 asist), Marina Kress 8 (7 ribaund), Kübra Siyahdemir, Seimone Augustus 23 (4 ribaund, 4 asist), Esra Şencebe 2 (3 ribaund, 1 asist)
1. PERİYOT: 14-20
2. PERİYOT: 16-16
3. PERİYOT: 16-22
4. PERİYOT: 9-13

Not: Fotograflar ve mac ozetleri
www.fenerbahce.org 'tan alintidir.
Not 2: Yazıyı eşimin bilgisyarında yazdığımdan Türkçe karakter kullanmadan yazmak zorunda kaldım.
Devamı - Çifte Hüsran

11.10.2008

ŞAMPİYON GALATASARAY

Ligde 9'u ust uste olmak uzere toplam 11 şampiyonluk elde eden ve bu sampiyonluklarin 7 tanesini ust uste yenilmeden elde eden Galatasaray, 2005 yilinda kume duserek buyuk bir skandala imza atmis idi. Gecen sene kadrosu cok dar olmasina ragmen sampiyonlugu son macda kaybeden takima basketbolun Hagi'si olan Seimone Augustus'u takima kazandiran yonetimi tebrik eder efsanenin geri dondugunu mujdeleyebilirim.

Maca 1 antreman yapip cikmis olan bir cok oyuncusu olan Galatasaray ilerleyen haftalarda oyuncalarin birbirlerini tanidiktan sonra Avrupada da cok is yapacagini dusunuyorum.

Galatasaray 71 - Fenerbahçe 55

Cumhurbaşkanlığı Kupası'nda Galatasaray ile Fenerbahçe, Ankara Atatürk Spor Salonu'nda karşı karşıya geldi. Takımımız maçtan 71-55 galibiyetle ayrılarak 16. Cumhurbaşkanlığı Kupası'nın kazanan taraf oldu. Galatasaray bu kupayı tarihinde 7. kez müzesine götürme başarısı göstererek, bayan basketbolunda kupayı en çok kazanan takım unvanını ele geçirdi..

PERİYOTLAR

1. PERİYOT: 20-14
2. PERİYOT: 16-16 (36-30)
3. PERİYOT: 22-16 (58-46)
4. PERİYOT: 13-9 (71-55)
Devamı - ŞAMPİYON GALATASARAY

10.10.2008

Ateşli Milli Ara ve Skibbe

Sanırım Galatasaray henüz etik değerlerini Beşiktaş kadar kaybetmediği için başka yolar izliyor hedefe varmak için... Galatasaray yönetimi Skibbe'nin yardımcıları Ümit Davala ve Edwin Boekamp'ı görevden almış.Bakalım Skibbe yönetimin istediğini yerine getirecek mi? Ne milli takım arasıymış arkadaş Fenerbahçe'de de Rıdvan sesleri...
Devamı - Ateşli Milli Ara ve Skibbe

#8 - Sekiz Numaralı Forma

9 Numaralı forma ve 11 Numaralı forma yazılarından sonra sıra 8 numarada...

8 numaralı formanın kalbimizdeki en büyük sahibi Rıdvan Dilmen. Hatta biraderin (Juoppo) bu sene aldığı çubuklunun üstünde '8 Rıdvan' yazıyor. Futbolculuk hayatı talihsiz bir adamdı Rıdvan. Hem kendi için hem izleyen bizler için bir özlem oldu onu 8 numarayla yeşil çimde görmek. Futbolunu seyretmekten eksik kaldığımız yanları şimdi kalite yorumlarıyla televizyonda dolduruyor... Daha sonra bu formayı çok kişi giydi ve Rıdvan'dan sonra en çok Rapaiç'e yakıştı o forma ardından hiçbir kalıcı isim giymedi sekizi ve iki sezondur CKR biraz olsun sahibi gibi sekiz numaranın... Ve 1990 yılından itibaren Rıdvan'la hatırladığımız bu formayı kimler giymiş:

1990-1991 Sezonu: Rıdvan Dilmen bu sezonda sekiz numaralı formasını Şenol Çorlu, Turhan Sofuoğlu ve Şenol Ustaömer ile paylaştı...
1991-1992 Sezonu: Rıdvan'ın sıkça sakatlandığı zamanlarda 1991-92 sezonunda iki yabancı Gerson ve Piotr Soczynski bekçilik yaptı...
1992-1993 Sezonu: Rıdvan kutsal çubukluyu sadece Gerson'la paylaştı bu sezon...
1993-1994 Sezonu: Tayfur Havutçu, Uche ve Kemalettin Şentürk sekiz numarayı dönüşümlü olarak giydiler...
1994-1995 Sezonu: Kemalettin Şentürk artık formanın sahibiydi ve İlker Yağcıoğlu ve Brian Nielsen de terletti formayı.
1995-1996 Sezonu: Tarık Daşgün ve Kemalettin bu szon sekiz numaralı formayı paylaşan oyunculardı.
1996-1997 Sezonu: Bülent Uygun, Saffet Sancaklı, Erol Bulut, Selahattin Özbir
1997-1998 Sezonu: Erol Bulut, Mustafa Doğan, Faruk Yiğit, John Lesiba Moshoeu
1998-1999 Sezonu: Murat Yakın, Metin Diyadin, Dimas
1999-2000 Sezonu: Sergen Yalçın, Metin Diyadin, Ogün Temizkanoğlu
2000-2003 Sezonu: Milan Rapaiç
2003-2004 Sezonu: Erhan Albayrak
2004-2005 Sezonu: Murat Hacıoğlu
2005-2006 Sezonu: Zafer Biryol
2006-2007 Sezonu: -
2007-2009 Sezonu: Colin Kazım

(Kaynak: www.tff.org)
(2000 senesi öncesi her sezonun 1-10-20-30. haftalarının kadroları incelenmiştir)
Devamı - #8 - Sekiz Numaralı Forma

9.10.2008

Teknik Direktör Pazarı 3#

Ben tatildeyken Engin İpekoğlu'nun yerine Yılmaz Hoca gelmişti, netten görmüştüm, şimdi de Mustafa Denizli kesinleşti Ertuğrul Sağlam yerine. Sağlam için de Ankaragücü dedikoduları ve bakalım Lig TV mi Ankaragücü mü?

Bu sene en devamlı serilerden biri olacak TD Pazarı sanırım...

Devamı - Teknik Direktör Pazarı 3#

Sinan kaç Mustafa eder...

Mustafa Denizli'nin gelişi ile Sinan Engin de sağlık sorunlarını neden göstererek görevinden ayrılmış. Kendisine geçmiş olsun diyoruz ve kendisi özleyen Türkbükü Divan'daki yerine bekliyoruz. Bu arada Sinan kaç Mustafa eder acep?

Not: Başta babam olmak üzere tüm Beşiktaşlıların sevincini tüm içtenliğimle paylaşıyorum... Geriye kaldı bir kişi...
Devamı - Sinan kaç Mustafa eder...

Christoph Daum ve Kaybolan Takım Kültürü


Fenerbahçe'nin son yıllardaki iyiye giden tüm hamleleri Aziz Yıldırım'ın on sene önce başkan olması ile başlıyor. Sportif başarı ise Christoph Daum'un teknik direktör olması ile. Başkanın doğruları yanlışları çok uzun ve ayrı bir yazının konusu. Ben ise sadece sportif açıdan Fenerbahçe'yi özetlemek istiyorum.

Christoph Daum ilk geldiğinde eğrisi dorusuna gelip bir takım kurulmuş, Beşiktaş'ın çokca başarılı 100. yılı ardından bu takım elinden geleni yapmaya çalışıyordu. O sene takım Daum'un getirdiği Nobre'nin takıma inanılmaz katkısı ve belki tarihin daha önce hiç yazmadığı ve de yazmayacağı bir bir lanetle boğuşan Beşiktaş sayesinde kuruluş senesinde şampiyon oldu.

Takımın güveni, neşesi, disiplini ve kondisyonu yerinde herşey yolundaydı. Güzel akılcı transferler Avrupa'da başarısızlık ama hep bir tırmalama oynamaya çalışma. İkinci sene de gelen şampiyonluk, Juventus'tan transfer edilen Appiah, Türkiye'ye gelen en kariyerli yabancı Anelka, satılan formalar, gülümseyen taraftar, muhteşem bir stadyum ve şov.

Fenerbahçe taraftarı hayatında olmadığı kadar mutlu ve huzur içindeyken üçüncü sezon yine aynı güzellikler ve son haftada kaybedilen şampiyonluk. (Şampiyonluğun kaybedilme nedenleri bence doğal değil ama onlarda çok ayrı bir yazının konusu ve ben her zaman karşında bir ittifak varsa onun her birimini yenme düşüncesini savunanlardanım)

Appiah'ın direğin yanından sıyrılan topuyla birden tepetaklak olan bir rüya, başkanın anlamsız istifası ve Daum'un gidişi... İşte bana göre zamanın Fenerbahçe taraftarı açısından kırıldığı an. Takım 3 sene kesintisiz yüksek bir başarı göstermiş, yapılan ve yapılacak transferler, hep iyiye giden bütçe ve yanında Appiah'ın direğin yanından sıyrılan şutu. Bu şutun bedeli bu kaybedilen zaman ve gönderilen Daum olmamalıydı.

Daum sonrası dönem bence çok kısa özetlenebilir;

Büyük isim Zico geldi birşeyler denedi, Daum'un takımı bu denemelere uyum sağlayamadı, bildiğine döndü. Zico zeki adamdı bunu gördü ve hakikaten büyük kalbiyle oyuncuların ihtiyacı olan morali ve sevgiyi verdi. Taktik acıdan bir şeye ihtiyaçları yoktu çünkü bünye ezberlemişti oyunu artık.

Fenerbahçe böylece yüzüncü yılında şampiyon UEFA'da kendince başarı elde etti ve...

Bu sefer de yaprak dökümü başladı, Daum'un takımının unsurları bir bir ayrılmaya başladı, her biriyle bir parçası koptu takımın. Belki gidenler tek tek bakınca önemsiz yeri kesinlikle dolabilecek adamlardı (ki ben buna katılıyorum) ama bu gidenler takımın taktik ve oyun ruhundan da bir parçayı yanında götürdü.

Zico yeni gelenlerde eksik olan sevgiyi arttırabilirdi ama takımı takım yapan Daum yoktu ve asıl çöküş o zaman başladı.

Yani Fenerbahçe'nin futbol takımsal çöküşü Aurelio yüzünden değil, belki de ve kuvvetle muhtemel Serkan Balcı, Servet gibi adamların gidişiyle başladı ve Aurelio ile bu süreç tamamlandı.

Peki ne olacak, Arogones'te bence Daum gibi kendi takımını kuracak ve sonunda onu başarıya götürecek bir adam, ama... Ama zaman var mı? Yetmiş yaş, yapılmayan transferler ve şanssızlık. Maalesef bunlar birleşince Fenerbahçe için gelecek karanlık.

Beş sezonluk Daum dönemi bu sene başında ayrılanlara asıl şimdi bitti ve Fenerbahçe şimdi doğruyu bulana kadar öksüz...

(Bir arkadaş sağolsun yazıyı antu.com da yayınlamış ilgisine teşekkür ediyoruz, ordaki yorumlar Serkan Balcı ve Servet'e gelene kadar Tuncay ve Ümit Kaptan var diyor. Haklılar ama ben Tuncay ve Ümit hep konuşulduğu için ve aslında hiç beğenmediğimizi söylediğimiz Serkan ve Servet'in bile o 'Takım' olma unsurunun güçlü birer parçaları olduğu için bahsettim kendilerinden. Bilinçli yapılmış bir tecihti yazıyı kuvvetlendirmek için)
Devamı - Christoph Daum ve Kaybolan Takım Kültürü

7.10.2008

Galatasaray - UEFA

Maç programı da belli oldu, özellikle H.Berlin maçının dışarda olması Galatasaray'ın üç maç içerde oynar gibi olmasını sağlayacak...

Anket sağda bakalım ne olcak sonuc, Blog okuyucuları Porto - Fenerbahçe maçının sonucunu ankette doğru bilmişlerdi...

23 Ekim 2008 Galatasaray -Olympiakos

6 Kasım 2008 Benfica - Galatasaray

27 Kasım 2008 Galatasaray - Karkhiv

3 Aralık 2008 H.Berlin - Galatasaray


Devamı - Galatasaray - UEFA

Parmak Arası Terlik

Herkese selamlar, bir haftalık tatili bitirdim dinlenmiş, kararmış bir şekilde işin başına döndüm. Bu süre içinde geçen üç Fenerbahçe maçında iki malubiyet bir beraberlik ve dopdolu bir futbol gündemi. Iphone sağolsun çektiği yerlerden takip etmeye çalıştım. deszen de çok güzel bir yazıyla merhaba demiş Blog'a kendisine yeniden hoşgeldin diyoruz. Henüz Fenerbahçe yazacak ve içimi karartacak kadar tatilin etkisi geçmedi o yüzden yana söyle bir anket koydum, bakalım Blog'un izleyicileri ne diyor. Benim tercihim birinci şık, buyrun efendim...

Devamı - Parmak Arası Terlik

UEFA Kupası Gruplar

Devamı - UEFA Kupası Gruplar

Kolay Gelsin


Galatasaray UEFA'da zor bir gruba düştü, gerçi diğer gruplar içinde de pek kolay gözükeni yok bir tanesi hariç, umarım başarılı olurlar...

Benfica (Portekiz)
Olympiakos (Yunanistan)
Hertha Berlin (Almanya)
Metalist Kharkiv (Ukrayna)
Devamı - Kolay Gelsin

6.10.2008

Ajax Kalesi artik Emin Ellerde!!!


Ajax kulubunu yoneten futbol komitesinin 2 kisilikli olduguna ciddi ciddi dusunmeye basladim. Bir tarafda mukemmel bir sekilde isleyen Ajax alt yapisindan dogru oyunculari A takimina monte etmesi ve Ibrahimovic, Mido,Chivu etc gibi transferler yapip daha sonra ciddi paralara satmasi diger tarafta ise Albert Luque, Juanfran etc turu transferler yapan bir futbol komitesi ile karsi karsiyayiz.

Yaptiklari kaleci transferi icin fazla bir yorum yapmak istemiyorum....
Takımdaki kalecilerin bir bir sakatlanması ve yedek kalecilerin tecrübesizliği nedeniyle Hollanda Ligi'nde zor günler geçiren Ajax, Güney Afrika Milli Takımı'nın eski kalecilerinden futbolu bırakma kararı alan 38 yaşındaki Hans Vonk'la anlaştı.

34 yaşındayken Ajax forması giyen ve as takımda 31 maça çıkan Güney Afrikalı kaleci Hans Vonk 38 yaşında bu kez 3. kaleci olarak Hollanda ekibine döndü. Geçtiğimiz sezon Güney Afrika takımlarından Ajax Cape Town'da forma giyen ve bu sezon futbolu bırakma kararı alan Hans Vonk'un acilen Hollanda'ya çağrıldığını ve takımla antrenmanlara başlayacağı bildirildi. Hans Vonk'un Ajax'la kısa süreli bir sözleşme imzalaması bekleniyor.

Ajax'ta takımın ilk kalecisi Maarten Stekelenburg ve yedek kaleci Dennis Gentenaar'ın sakatlıkları ve uzun süre sahalardan uzak kalacak olmaları nedeniyle kaleye 3. file bekçisi Kenneth Vermeer geçiyordu. Ancak Vermeer ligde çıktığı ilk maçta Heerenveen'den 5 gol yemiş ve takımı maçı 5-2 kaybetmişti. Vermeer'in bu maçtaki yedeği ise 18 yaşındaki tecrübesiz Sergio Padt'tı.
Devamı - Ajax Kalesi artik Emin Ellerde!!!

5.10.2008

Serdar Tasci

Oglen Stuttgart'in Werder Bremen'i 4-1 yendigi karsilasmada sifir hata ile oynayarak Joachim Low'un kendisini Milli takima cagirarak ne kadar dogru bir tercih yaptigini herkese gostermis oldu.

21 yasinda olmasina ragmen kariyerinde 1 Bundesliga sampiyonlugu bulanan Serdar Tasci Euro 2008 kadrosundan direkden donmus idi.

Turkiye'den orta saha ve hucum oyuncusu daha cok cikabildigi icin Mesut Ozil'i elimizden kacirmamizi bir yere kadar anlarim ancak hem stoper hem sag bek olarak oynayabileyen Serdar'i kacirmamizin mantigini kimse bana anlatamaz. Hala 35 yasina gelmis Emre Asik'dan, Cam adam Gokhan Zan'dan yararlanmayi dusunen zihmiyet ile nereye kadar gideriz acikcasi bilemiyorum. Su an Turk milli takimini defansinda 365 gunun 300 gununde ya mac yapan yada antremanda olan bir Servet'in daha ne kadar ustune yuk bindermemiz gerekiyor?

Amerikalı basketbol yıldızı Michael Jordan hayrani olan Serdar Tasci'yi eski takim arkadasi olan Meira ile beraber oynarken gormek isteriz.
Devamı - Serdar Tasci

4.10.2008

Cassio Lincoln # 2

Su ana kadar oynadigi maclarda 7 Asist, 3 gol ile oynamasindan cok Konyaspor macinda daha oncede yazdigim gibi top calip, caldigi toplari defansin arkasina atmasi cok hosuma gitti. Lincoln oynadigi son 3 mac her hafta ustune koyarak oynamaya devam ediyor.

Yalniz attigi her gol ve asisst sonrasi formasinda ki armayi opmesine gercekten yapay ve yapma buluyorum.

Gecen seneki performansi yerlerde surunmesine ragmen bu taraftar kendisine uzun zamandir kimseye gostermedigi sefkati, ilgiyi karsiliksiz olarak gosterdi ve bu sene basinda hakli olarak kesti.

Lincoln armayi opmeyi biraksin ve bu yukselen form grafigini tek basina bir derbi yada avrupa kupasi maci aldirarak gostersin. Iste O zaman yasayacagi duygulari, hayati boyunca unutabilecegini zannetmiyorum.
Devamı - Cassio Lincoln # 2

GALATASARAY HASTANESI VE 14 HASTASI

14 sakat oyuncunun 11 tanesinin ilk 11'de oynayacak duzeyde olmasindan dolayi kadro kurmaktan zorlanan Galatasaray'in yarin aksam sabaha karsi 04.00'de bilet kuyruguna girip tum biletlerini satip, taraftari ile butunlesmis Bursaspor karsinda isinin cok zor olacagini dusunuyorum.

Galatasaray hastanesinde yatan 14 hastanin son durumu:

BARIŞ ÖZBEK:Sağ ayak tarak kemiğinin kırılması sonucunda sezonun hemen başında ameliyat masasına yattı. Rehabilitasyon tedavisi sürüyor. Birkaç hafta daha forma giyebilmesi mümkün değil.
MEHMET TOPAL:İyileşip takıma döndükten sonra Bellinzona maçında sol ayak bileğine aldığı darbe ile yine sakatlandı. MR’ında, ayak bileğinde zorlanma ve yırtık tespit edilirken 1 ay sahalardan uzak kalacağı bildirildi.

HARRY KEWELL:Konyaspor maçından sonra sağ kasığında zorlanma tespit edildi. Bellinzona maçında dinlendirilen Avustralyalı yıldızın pazar günü Bursaspor maçına yetiştirilmesine çalışılıyor.

AYDIN YILMAZ:Genç oyuncu sakatlıktan yakasını bir türlü kurtaramıyor. Geçirdiği fubis ameliyatının ardından bu kez sağ bacak üst adelesindeki zorlanma nedeniyle tedavi gören Aydın, oynayacak duruma gelmedi.

SABRİ SARIOĞLU:Sol kasığındaki sakatlığı nedeniyle uzun süredir takımdaki yerini alamıyor. Bursaspor maçı öncesinde durumu iyiye gidiyor. Ağrıları geçerse oynayabilir.

HASAN ŞAŞ:Konyaspor maçında sağ dizinin arkasına aldığı darbe nedeniyle ödem oluştu. Bellinzona’ya karşı oynayamadı. Dizindeki şişin indirilmesine çalışıyor ancak bir de gribe yakalandı. Durumu belli değil.

ORKUN USAK:Genç kalecinin belindeki sakatlığı için tedavisi uzun süredir devam ediyor. Düşmeye bağlı bir ezilmesi var. Oynayacak durumda değil.

UĞUR UÇAR:Sağ diz kapağındaki kırık nedeniyle geçen sezon ameliyat olan genç oyuncu bu sezon başında ikinci kez operasyon geçirdi. Almanya’da kontrolden geçti. Tedavisine devam ediliyor.

FERDİ ELMAS:Genç oyuncunun sağ kasığındaki ağrıları sürüyor. Tedavisine yoğun şekilde devam ediliyor ama forma giyecek durumda değil.
ÜMİT KARAN:Sağ arka adelesindeki yırtık ve ödem nedeniyle uzun süredir forma giyemiyor. Bellinzona maçı öncesinde takımla antrenmana çıktı ancak Hasan gibi gribe yakalandı. Bursa’da da forma giymesi zor.

ARDA TURAN:Dizindeki sakatlığın geçmesiyle sahalara dönen Arda, Bellinzona maçında belinden sakatlandı. MR’ında, leğen kemiği üzerinde ve çevre dokularda tavmaya bağlı kanama ve ödem tespit edildi. İki hafta oynayamayacak.

LİNDEROTH:Sağ ayak bileğindeki sakatlığı ciddi. Haftalardır tedavisi sürüyor ancak bir gelişme gözlenmedi. Ülkesine gitti ve milli takım doktorunun vereceği karara göre yeni bir ameliyat gündeme gelebilir.

EMRE GÜNGÖR:Milli takımdan sakat dönen başarılı oyuncunun sağ ayak uyluk adalesindeki problemi uzun süredir devam ediyor. Hâlâ tedavide ve şu an için oynaması mümkün gözükmüyor.

SERKAN ÇALIK:Sol dizinden menisküs ameliyatı geçirdi, ardından uzun süre dinlendirildi. Rehabilitasyon çalışmaları devam ediyor. Onun da oynaması şimdilik mümkün değil.
Devamı - GALATASARAY HASTANESI VE 14 HASTASI

2.10.2008

Guzel Renk Secmisler


UEFA Kupası'nın statüsü ve logosu değişti. Gelecek yıldan itibaren takımlar birbirleriyle tek yerine çift maç yapacak.

BORDEAUX - Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA), UEFA Kupası’nın gelecek sezondan itibaren "UEFA Avrupa Ligi" adı altında gerçekleştirileceğini açıkladı.
UEFA’nın resmi internet sitesinde yapılan açıklamada, adının yanı sıra statüsünde ve logosunda da değişiklik yapılan kupada, takımların gelecek sezondan itibaren deplasmanlı lig usulüne göre mücadele edeceği belirtildi. Eski statüye göre grup maçlarında A takımının B takımıyla sadece 1 kez karşılaştığı kupada, bundan böyle her takım kendi sahasında ağırladığı takıma ayrıca konuk olacak. Öte yandan logosu daha önce mavi, yeşil ve lila renklerinden oluşan kupa olan UEFA Kupası, yeni adıyla birlikte sarı ve kırmızı renklerinin oluşturduğu bir futbol topuyla temsil edilecek.

UEFA Başkanı Michel Platini, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Yapılan değişiklikler UEFA ve Avrupa futbolu için son derece büyük önem taşıyan bu turnuvaya daha çok taraftar, daha çok oyuncu ve daha çok kulüp sağlayacak. Beni son derece tatmin eden bu yeni format, UEFA Avrupa Ligi’ne başarılı bir ivme kazandıracaktır" diye konuştu.
Devamı - Guzel Renk Secmisler