Dun 'Zidane: Bir 21. Yuzyil Portresi' adli filme gidecegimi soylemistim. Hakikaten cok etkileyici bir film, her futbol seyircisine tavsiye ederim. Yine de potansiyel izleyiciler futbolseverlerle kisitli olmamali, cunku bu gercekten bir sanat filmi... Once bir duzeltme gerekiyor, ben 90 dakikalik bir maci Zidane'nin gozunden izleyecegimi dusunmustum, fakat asil olay 17 ayri kameranin Zidane'i gostermesiymis. Fakat yine de arada Zizou saga sola bakinca (mesela skor tabelasina) biz de onunla beraber bakiyorduk. Film Zidane'nin surekli muhtesem bi kac hareket yapmasini bekleyenleri pek tatmin edecek bir eser degil. Hatta cogu sure Zizou'nun saga sola yavas yavas kosup top beklemesiyle geciyor. Fakat insan bu rutine alisinca dikkat kesilip ilk basta aklina gelmeyecek detaylar yakalamaya basliyor.
Bu muhtesem futbolcuyu yakindan seyredince iki ozelligi cok on plana cikiyor. Ilki herkesin bildigi gibi adamin butun mac boyunca sular seller gibi terlemesi. Zidan'in kazili kafasindan guc alan ter damlaciklari sipir sipir sahanin her yerine dokuluyor. Ikinci ilginc ozellik ise Zizou'nun surekli ayagini surumesi. Oyundan koptugu anlarda Zidan kramponun parmak ucu kismini cimlere surterek yuruyor. Arka plandaki etkileyeci muzikle birlikte, bu sahneler bana Gladyator filmindeki bas karakter Maximus'un ellerini basak tanelerini surtmesini hatirlatti .
Zidane disinda Real Madrid'in o gunku kadrosu gercekten 90larin ve 2000lerin en buyuk yildizlarini barindiriyor. Raul, Beckham, Figo, Casillas, Owen, Roberto Carlos bunlardan bazilari. Ayni sekilde de Villareal'de Forlan, Senna ve Riquelme'yi arada gormek insani heyecanlandiriyor. Filmde Carlos'tan baska Fenerliler icin bir tanidik isim de o zamanin Villareallisi Josico.
Bir baska ilginc bir ayrinti da Zidane'in film boyunca cok yanliz bir portre ciziyor olmasi, macta cogu zaman solo takiliyor buyuk yildiz. Film boyunca gulumsedigi tek an Roberto Carlos'la konusma ani. Onun disinda benim aklimda kalan Beckham ve Raul'la ufak bir temas ve hakeme penalti konusunda itirazi.
Filmde 3-4 tane buyuk heyecan ani var ve muthis soundtrack sayesinde izleyici bu anlarda inanilmaz havaya giriyor. Zaten filmde sesler genel olarak muthis, tribunlerin cigliklari o kadar net duyuluyor ki insan seyrederken bile yerinde duramiyor. Onemli anlardan 3 tanesi gollerden olusuyor. Ilk golu Villereal'in atmasi, ve sonra Real'in muthis bir sekilde maci almasi, bu macin film icin secilmesinin belki de bir tesaduf olmadigi duygusunu uyandirdi bende. Zidane'nin ilk goldeki asistini izlemek gercekten keyif vericiydi. Biz salonda gol oldugunu topun aglara gidisinden degil, Zidan'in surat ifadelerinden ve seyircilerin sagir edici sevincinden anladik. Ve macin sonuna dogru Zidane'nin karsi takimin oyunculariyla kavgaya karisip oyundan atilmasi da filmin son buyuk dramatik sahnesi. Bu kavganin Zidan'in macta gulumsedigi tek sahneden hemen sonra olmasi insani oldukca sasirtiyor. Zaten bu olaydan sonra da dogal olarak film bitiyor.
Klas
2 yıl önce
0 yorum:
Yorum Gönder