"En iyisi oyunumu Liverpool'dayken oynadığıma inanıyorum. Owen ve Heskey beraber oynaması keyifli harika forvetlerdi. Çoğu insan, Arsenal'da çok gol attığım için, en iyi oyunumu orada oynadığımı düşünebilir. Fakat Arsenal'dayken tek forvet oynadığım için bu kadar çok gol atıyordum. Liverpool'da iken iyi oynadığımı düşünüyorum ve benim için bu gol atmaktan daha önemli. Bir maçta berbat oynayıp, 85. dakikada gol atıyorsam bu beni mutlu etmez. Sanırım bu beni diğer forvet oyuncularından ayıran şey. Daha önce, Fransa, İspanya ve Türkiye'de de oynadım fakat İngiltere'de futbol oynamak benim için bir "aşk hikayesi" gibi. Burası (İngiltere) yaşamaktan ve futbol oynamaktan en çok keyif aldığım yer."
Sözlerin altındaki imza tanıdık: Nicolas Anelka... Bana çok samimi geldi. Hele her transfer olduğu takım için, "zaten çocukluktan beri bu takımı tutuyordum işte evime geldim" diyen, "Türkiye çok güzel ülke, karımla burada çok mutluyuz" açıklamasından 3 hafta sonra ardına bakmadan kaçan oyuncuların aynılaşmış sayısız sıkıcı, gereksiz demecinin yanında Anelka'ninki futboldaki o en kritik yanı, insani bir oyun olmasını, duygusallığını tekrar hatırlattı.
Sonuçta bugün ne dedik, Soccer is not Football. İstatistik hayranlarına hemen hap bilgiyi de verelim: Anelka Liverpool'da 2002 yılında 20 maçta sadece 4 gol attı. Şu anda da Liverpool'un en önemli rakiplerinden Chelsea'nin oyuncusu. En yüksek gol ortalamasını da Liverpool'dan sonra gittiği Manchester City'de yakaladı.
Şimdi ufak bir zihin egzersizi yapalım: Anelka'nın adını değiştirelim Ahmet, Mehmet koyalım - ben nedense Emre ya da Fatih koymak istedim- bahsi geçen takım adlarını da üç büyüklerden seçelim, acaba bunu sözü söyleme cesaretine sahip kaç oyuncu olurdu?
Ben aslında sayıyı biliyorum ama enseyi karartmamak lazım yine de.
0 yorum:
Yorum Gönder