Tahammul Etmek

Bu sene Oscar'a aday olan Doubt (Kusku) adli filmde (cok basarili bir tiyatro oyunundan uyarlanmistir bu arada) ilerici Peder Flynn, muhafazakar Rahibe Beauvier'i hosgorusuzlukle suclar. Rahibe en azindan yuzeysel olarak Katolik doktrinine oldukca baglidir ve kendi okullarinda sekuler sarkilar soylenmesine buyuk bir tepki gosterir. Peder'in elestirisi de bu tahammulsuzlugedir. Bu film Amerika'da 1960'larda geciyordu. O zamandan beri moderniteye karsitligiyla taninan Katolik Klisesi bile kendini oldukca gelistirdi. Papalar her ne kadar kurtaj ya da homoseksuellik konusunda klise doktrinine kati bir sekilde sahip cikmaya devam etse de, dunyanin her yanindaki Katolikler 'diger'lerine karsi samimi bir hosgoru gelistirdiler . Hatta bugun bireysel olarak bakildiginda Amerika'daki Katolikler, Protestan Evangelistlere nazaran daha ilerici bir profile sahiptirler.
Butun bu 'gorunuste alakasiz' konulari Kadikoy'de ve Bursa'da dovulen Besiktas taraftarlarini gorunce yazmak istedim. Haberin vidyosunda gordugum kadariyla Besiktas taraftarlari sampiyonluklarini kutlarken dayak yiyorlardi. Doubt filmini iki gun once seyrettim, Besiktas taraftarlari dun dovuldu. Tam 'Turkiye Gercegi' temali bir yazi dusunurken ayni gun Amerika'da kurtaj yanlisi olan bir doktor olduruldu. Tahammulsuzluk dunyanin heryerinde var ve varolmaya devam edecek. Fakat Turkiye bazinda olayi ilginclestiren bir durum var: Din, milliyet ve etnik koken gibi kirilma noktalari ne kadar suni de olsa tarihsel ve kulturel ayrilmalari sembolize ediyor. Bu nedenle dunya capinda bu kavramlar adina cikan kavgalari, savaslari tasvip etmesek de anlayabiliyoruz. Ayni sekilde kurtaj anlasilabilir sekilde Amerika'da insanlari belki de en cok bolen konu olmaya devam ediyor. Fakat Fenerbahceli veya Besiktasli olmak arasinda iki insani kavga etmeye itebilecek nasil bir fark oldugunu anlayan biri varsa bana da anlatsin lutfen.