6.08.2009

Kaybedençekipgiderspor

Süper Kupa'ya ne gerek var? Bir turnuvanın varlığını "gereklilik" mantığıyla kabullenmeye çalışırsanız, işin sonu futbolun gerekli olup olmadığına kadar giden bir mantıklı düşünceler silsilesi şeklinde gider. Beşiktaş yönetimi kaybettiği kupanın öncesinde yaptığı açıklamalarla futbol takımı olarak kendi varlıklarını bile tehdit edebilecek bu yola, anlaşılan gönüllü girmiş.

Gerekliliği bir kenara bırakın, futbol turnuvasının esas amacı futbol oynatmaktır. Kazanan ve kaybeden ancak bu futbol oyunu sonrasında ortaya çıkar. Ulusal ya da klüp bazlı olsun bütün turnuvaların amacı futbolun oyun olarak "kutlanmasıdır". "Celebrate the game" lafını, futbolu bulan ülke boşuna söylememiş, turnuvaların gerekliliği ya da gereksizliği tartışmaktan öte oyundan zevk almaya çalışan bir milletin sözü olmuş bu, kendi dilimize çevirince ne kadar manasız kalıyor değil mi? Oyunu kutlamak! Halbuki bizde bayramlar, özel günler kutlanır, kutlamanın toplumsal anlamı törenler, ritüeller ve bürokrasidir, zevk almaktan öte ortama uymak başat kriterdir. Dildeki bu ufak farklar bile kafa yapısındaki büyük farkları işaret ediyor. Oyunu kutlamayı bilmeyen için futbolda kutlanacak tek şey kazananı kutlamak, kupa töreni, madalya takılması, şampiyonluk gösterisi, yani oyunun bittiği yerde başlayan ritüeller oluyor. Ritüel olmazsa, oyunun da anlamı kalmıyor. O yüzden kaybeden, ritüelin dışına çıkan için, oyunun anlamı da kalmıyor. Galatasaray, UEFA'yı kazandığında "tenekeden kupa" diyenleri, Süper Kupa'yı kazanınca da "Bir maçla Avrupa'nın en büyüğü mü olunur" diyenleri duyduk. Takımlar yoruluyor diye, en zevkli hazırlık turnuvası olan TSYD Kupası'na veda ettik. Avrupa'da başarılı olan, kendi ligini küçümsedi, ninenizin ligine geri dönün dedi, 25 yıldır Federasyon Kupası'nı kazanamayan için o kupa önemini yitirdi. Futbola prestij katması, ve bizlerin hiç yoktan bir derbi daha izlemesine sebep verecek olan Süper Kupa, geçen senenin şampiyonu tarafından küçümsendi, zaten bizim hakkımız dendi. (Fakat haketmediği görüldü.) Sporda kazananın herşeyi aldığını çok gördük, fakat kaybedenin uğruna ter döktüğünü bir anda değersizleştirmesini de ancak kendi ligimizde görebiliriz.

4 yorum:

oneblood dedi ki...

"Fakat haketmediği görüldü" işte bu laf maalesef benim ve diğer beşiktaşlıların kızdığı nokta. Bu kupayı alarak Beşiktaşın 34 maçlık emeğine gölge düşürmeye çalışmanız cidden çok komik oluyor. Ne oldu şimdi süper kupayı alamayınca iki kupanın değerimi gitti esasında Beşiktaşın haksız kazandığımı ortaya çıktı. Ligi 4. bitirip finalde rakibine 4-2 yenilen takım mı herşeyi haketmiş oldu!

Volkan dedi ki...

bir maç oynandı ve kazanan bunu haketti, mesele bu kupanın beşiktaşın kazandığı çifte kupadan ayrı bir formatının olması. ligin 4.sü ya da sonuncusu ile oynasın farketmez, kupanın statüsüne gelirsek, bence lig 2.si ile oynanması daha doğru olurdu fakat kurallar ne yazık ki böyle. FAkat sivasspor kazansa bu sefer geçen sene hiç kupa kazanmayan takım nasıl süperkupayı kazanır diye mızmızlanıcaktınız.

siz ve diğer beşiktaşlılar kim bilmiyorum ama tüm beşiktaşlılar adına konuşursanız hata yaparsanız, en azından beni bu güruhun dışında saymanız lazım.

SirEvo dedi ki...

"Fakat haketmediği görüldü"

Yeryüzündeki her canlının, Bilica'nın hareketine kırmızı kart dediği bir maçta, kim neyi haketmiş ben anlayamadım?
O kartı verseydi de, öyle haketseydi.
Honved gibi TR liginde amatör ligde top oynayamacak kadar aciz bir takıma 6-7 tane %100 gol pozisyonu veren febe mi haketti bu Süper Kupa'yı?
Komik olmayalım..

Eren dedi ki...

Sanirim yazinin asil deginmek istedigi nokta "Celebrate the game" deyiminin icinde yatiyor.

O yuzden oneblood'in yorumu bana biraz alinganlik gibi geldi. Super Kupa'nin gayesi, gecen sezonunun en buyugunu kanitlamaktan cok, bir maclik festival havasi yaratmasi. Bu yuzden Volkan'in demek istedigi gibi keyif alinmasi gereken bir mac olmasi gerekiyor.

"Celebrate the game" konusunda...
Oyle bir ulkeyiz ki yapilan spordan, izlenen karsilasmadan zevk almak yerine, rakibe karsi nefretten, youtube'da meydani bos bulup rakibe ve gavura kufretmekten guc aliriz. Ustune ustluk bukemedigin eli opmek yerine, onu kirmaya calisiriz (bkz. Turkiye-Isvicre mac sonrasi rezilligi, ve renk farketmeksizin bircok oyuncu ve teknik adamin bu postmodern yapitta emeginin gecmesi)