4.09.2009

Bu Stoke Senin Bildiğin Stoke Değil !

Futbolda, hala "Bir Türk Dünyaya Bedel" şovenizmimiz tam gaz devam etmekte. Zamanında, diğer ülkelerin futbolunu küçük gördüğü için Dünya Kupalarına katılmayan İngilizleri bile kendini beğenmişlik konusunda aşabiliyoruz. Peki kaçımız Tuncay'ın yeni klübü hakkında gerçekten bir şeyler biliyor?Mesela, Stoke City'in şu an itibarı ile EPL'nin en eski klübü(1863) ve dünyanın en eski 2. klübü olduğunun farkında mıyız? Stoke-on-Trent kentinin, 240 bin nüfusuna rağmen, Britannia stadyumunun 28bin kişilik kapasitesi olduğu, yani şehirdeki kabaca her on kişiden birine stadyumda bir koltuk düştüğünü, futbola bu kadar bağlı bir yer olduğunu biliyor muyuz? Bu stadın, nerdeyse her maç tıka basa dolduğunu ve yıllık ortalama seyirci sayısının Süperlig'imizdeki birkaç klüp hariç hepsinden daha yüksek olduğunu niye görmek istemiyoruz? Stoke City, herkesin düşmesini beklediği bir ligde, çok da iddialı olmayan kadrosu ile hiç de fena işler yapmadı. Başarılı kadrosunu da Huth ve Tuncay ile güçlendirdi. Bizim buradan görmek istediğimiz gibi de ezik büzük bir takım değil, tarihi ile bizim 3 büyükler ile rekabet edebilir. Ben size sadece STANLEY MATTHEWS diyeyim, siz gerisini doldurun...

Tabii ki, buradan bütün bunları görmek istemiyoruz, bizim için herşey Edirne'de sona eriyor. Ötesi, hep meçhul, hep gurbet. Gurbette kalana acıyoruz, sanıyoruz ki dönmek istiyor. Orada doğup büyüyeni bile buralı yapıyoruz, gelmek istemeyince de defterden siliyoruz. Sezona muhteşem başlayan Mesut Ozil bile, doğduğu ve doyduğu ülkeyi tercih ettiği için yok yere gönül sürgününe yollandı. Fakat o yerinde adı gibi mutlu bir şekilde, işini yapmaya çalışıyor. Tuncay da, oyunun keyfini yeniden keşfetmiş; EPL'nin tadını alan, bir daha dönmek istemiyor, önünde taze bir Tugay Kerimoğlu örneği var. Kimbilir, buradaki herkesten sakladığı hayallerinde, bir gün Tugay Abisi'nin de ötesinde bir kalıcılık sağlamak istiyor futbolu icat edenlerin yüreklerinde. Şimdi, futbolun gördüğü en eski klüplerden birinin formasını giyerken, dolu tribünlerde, herkesin gol beklediği oyuncu olacak. Futbolu, burada hiç olamayacağı kadar gelişecek, kendini bulacak sahada, topun da hayallerinin de peşinden koşacak. Tuncay kardeşimiz de farkına varmış "celebrate the game" lafı bize değil adalılara özgü. Biz de bu sözün türkçesini bulamadıkça, daha çok Tuncay'ı bir daha dönmemek üzere göndeririz.

1 yorum:

Gökçe dedi ki...

Tuncay en dogrusunu yapti. Donseydi Fenerbahce icin cok farkli olabilirdi bu sezon. Buyuk ihtimalle Carlos'a evci izni verilecek, Andre orjinal mevkisine cekilecek onunde ise Tuncay olacakti. Bu Fenerbahce'nin mevcut kadrosunu dusununce fantezi gibi bir zevk birakiyor insanda. Ama kendi acisinda bakinca en dogru karari verdi...

Eline saglik Volkan...