27.10.2009

Bugünlük Kaf "Dağ"ının Arkasında


Bundan 5 sene önce bana onu sorsanız, cevabım şu olurdu: "Strum Graz'da oynuyor, AM R pozisyonunda oynar yazsa da sağ kanatta her yerde oynatabilirsin, çifte vatandaşlığı var, o yüzden kadroda iyi bir alternatif olur." Ekrem Dag'in (Ğ harfi yoktu oyunda)CM kariyeri buydu, sonra ilginç bir tesadüf ile, CM transferim gerçek oldu, Ekrem gerçekten Beşiktaş'ın yolunu tuttu. Önce onu kanat oyuncusu olarak tanıdık, sonra Denizli, kendisinden defansif bir ortasaha oyuncusu yaratmak istedi, tecrübeli oyuncu ona da eyvallah dedi, şimdi ise attığı kritik goller ile hayat kurtarmaya başladı. Bu sezon tüm turnuvalarda 2 golü, kazandırdığı da 3 puanı var. Eskişehir maçı ile, günün kahramanı oldu. Halbuki kendisi, maç kurtaran oyuncu kimliğinden çok, elinden geleni yapmaya çalışan kısıtlı teknik-sınırsız azim tarzı bir oyuncu. Fakat, Beşiktaş bu sezona o kadar kötü başladı ki, yıldızlar kaybolunca, Ekrem gibi işçiler, çalışkanlıkları ile geçici yıldızlara dönüştüler.

Takım kimyası denilen, tam da formülü çıkarılamayan bu gizemli denklemin, teknik adamları ikileme düşüren dengesi işçilerle yıldızların kaynaşması. Bir takımda çok işçin varsa, vasatın bellidir, mesele bunun ötesine geçecek yaratıcılığı ortaya çıkarmaktır. Fazla yıldız ise, fazla problem demektir; muhteşem maçlar sonrası rezil sonuçlar alabilirsin, her maç kumara benzer, teknik direktörü olsan bile takımından asla emin olamazsın. Tabii ki en iyisi, iki tipte oyuncudan dengeli bir kombinasyon yaratmaktır, fakat futbolda da, hayattaki kuralların çoğu geçerlidir: en güzeli, en elde etmesi zor olandır ayrıca...

Beşiktaş genelde işçi oyuncularının çokluğu ile tanınan bir takım, takımda yıldız oyuncuların sayısı 2-3'ü geçmez. Onlar da, diğer büyüklerin yıldızlarının aksine, işçiliğe daha yakın, genelde de altyapıdan, ya da genç yaştan takıma giren oyunculardan oluşur. İlginçtir, şu anni takımın genel yapısı buna ters bir vaziyette: Yusuf, Tabata, Delgado, Nihat, Bobo, Tello, Rüştü generalliği askerliğe yeğ tutan oyuncular; İsmail ve Toraman da defans oyuncusu olsa bile kendilerini yıldız olarak gören, idaresi zor oyuncular. Defans oyuncularını bir kenara bırakırsak, elimizde sadece Ernst, Fink, Uğur, Ekrem ve Nobre kalıyor. İlk 11'de bunlardan en çok Ernst ve Ekrem oynuyor, yani yıldız oyuncularla dolu bir takımda, 2 işçi... Ernst'in bu sezon, özellikle de Şampiyonlar Ligi'nde gösterdiği performansları da hesaba katarsak, Beşiktaş'ta işçilerin, patronların yerine geçtiğini söyleyebiliriz.

Bu yıldızsızlık hali, Ekrem gibi oyuncuların değerini bize gösterdiği için kısa vadede faydalı bile olmuştur, fakat uzun vadede galibiyet serisine devam edilmesi için, yıldız oyuncuların bir ya da birkaç tanesinin prima-donna mevkiine geçip, ipleri eline alması şart.

Sezonun ortasına geldik, Beşiktaş hala yıldızını arıyor, acaba bu sezonun primadonnası kim olacak?

0 yorum: