26.01.2010

İş Kewell'a Dayanınca Profesyonel Kesilen Aslan


İş hayatında üzerine en çok konuşulan konudur profesyonel olmak. Çoğu zaman, duygusuzluğun, ucuz kazık atmanın, haklı olana dirsek çıkmamanın yancısıdır profesyonellik. Bizden, iş hayatında hep profesyonel olmamız istenir de, kimse profesyonelliğin -bahsettiğim ucuz numaralar- dışında tanımını da yapamaz. Haksıza bahane, haklı olana da kelepçe olmaktan öteye gidemez.

Futbol da, maaşlar arttıkça, profesyonelliğin ucuzladığı alanlardan biri. Son olayda, Kewell gönderilmek isteniyor. Niye? Yerine başka bir oyuncu gelecek... 2 ay sakat ve sözleşmesinin son 6 ayına girmiş durumda bizim "aussie", yani Galatasaray'ın çıkarlarına uymuyor. Fakat ortada bir sözleşme ve tarafların karşılıklı yapması gereken şartlar var ve sakatlanan oyuncuyu kovmak açıkçası yapılacak numaraların en "ucuzu": hem bakım masrafından kurtul, hem de yabancı kontenjanından yer aç! Birkaç hafta öncesine kadar, sözleşmesini uzatmak isteyen yönetim, şu an ondan vebalı gibi kaçıyor ve en kısa sürede gemisinden atmaya çalışıyor. Peki merak ediyorum, sakatlık gibi her futbolcunun başına gelen bir olayda, çalışanına destek değil köstek olan bir yönetim ne kadar profesyoneldir? Her kurumun ya da kişinin kendi çıkarını düşünmesi ve bunu savunması, başkalarının hakkının yenmesinin bile üstünde midir? Ayrıca bu tarz tartışmalarda "hiç kimse X klübünden üstün değil" eşiği niye vardır? Herkes, herhangi biri bile X klübünden üstündür. Birisi kanlı canlı bir insandır, hayatı kutsaldır ve temel özgürlüklerinin korunması gerekir. Diğeri ise tüzel yani sanal bir kişiliktir, sakatlanınca acı çekmez, kazık yediği zaman sinirlenmez, duyguları yoktur ama başkalarının duygularını alt üst etmesini de bilir...

Kewell'a kızanları, ya da Galatasaray yönetimine hak verenleri anlayamıyorum. Mesele sevilen bir futbolcunun gönderilmesi değil, benzer bir durum Delgado'da da yaşanmıştı. Sağlamken kuyruğu gibi peşinden koştuğu insanların, yaşadıkları geçici sakatlıklarda bile sözleşmelerinin dondurulması, feshedilmesi yani amiyane tabirle "kıçlarına tekmeyi yemeleri"ne tepki göstermeyenler, benzer bir durumda, çalıştıkları yerlerden ya da müşterilerden "profesyonel" sebeplerden dolayı üçün birini aldıklarında ne ağlamaya ne de sızlamaya hakkı var. Sonuçta "profesyonel" bir dünyada yaşıyoruz değil mi kankitom?

1 yorum:

Eren dedi ki...

Abi Kewell konusunda taraftar 8 yabanci kuralina bir nevi workaround yaratilmasini istiyor (ayni seyi kulup yonetiminin de dusundugunu tahmin ediyorum). Kimseyi, ozellikle Kewell'i faydaci bir sekilde parasini vermeden kapi disari edeceklerini sanmiyorum. Hatta futbol hayatinin bitme noktasina gelme gibi bir durumu yoksa sozlesmenin dondurulmasi, uzerine sakatligi sirasinda kaybettigi miktari kompanse edecek sekilde gelecek seneden baslayarak bir kontrat teklif edilmesi isteniyor. Boylece cok eksik olan forvete fahis fiyatli Turk piyasasina girmeden bir takviye yapilacak. Olay bundan ibaret. Senle konu uzerinde hemfikirim ama bu ornekte aslinda alan da memnun olacak, veren de...

Ayrica 2 sene boyunca Linderoth, Ugur, Serkan, Emre Gungor gibi isimlere revir gorevi goren bir kulube 'profesyonelligin geregini isine gelince getiriyor' demek cok agir kacar.