8.04.2010

Adaletspor 2 - Manchester United 0


Beşiktaş taraftarının da kısacık göründüğü MasterCard reklamında, 1999 finalinde United'lı taraftar arasında kalıp da sevinemeyen Bayern'li taraftara çok üzülmüştüm. Hiçbir zaman Bayern Münih sempatizanı olmadım, hatta dönem dönem Bundesliga'yı Bayernliga'ya çevirdikleri için de kızarım onlara ama 1999'da başlarına gelen de insanı isyan ettirir de be arkadaş! O gün, 2,5 dakikada kıtanın en büyük kupası ellerinden kayıp gitti...


"Futbolun adaleti yoktur!" derler ya, aslında futbolla hayatın benzeştiği bir başka yön de bu adalet duygusu. Futbolda da, hayatta da adalet var, fakat kısasa kısas olarak işlemiyor ve hemen de tecelli etmiyor. Finalin üstünden 11 yıl geçti, dün akşam iki takım bu sefer yarı  finale çıkmak için karşılaştılar ve Bayern, hem de deplasmanda 3-2 yenildiği halde, 3-0 geriden gelerek Ferguson ve ekibini yarışın dışına attı. Maçın yorumunu yapmayacağım uzun uzadıya, sadece Robben'in attığı golün de "Adaletspor" adına atılan ikinci gol olduğunu söylemek istiyorum. Messi'nin parladığı dün akşamdan sonra, bugünün gölgede kalan karşılaşmasında, Hollandalı öyle bir gol attı ki, kendini ve takımını uzun süreden sonra yine gündemimize (ve gönlümüze) taşıdı.


Robben'i ilk kez, yıllar önce milli takım maçında görmüştüm. Açıkçası topa bu kadar hakim olan ve şaka gibi adam geçen bir Hollandalı oyuncuyu daha önce görmemiştim. Stili, oynadığı ekolün ürünü değildi; bunun farkında olan Robben de sanki bu kuzey takımına yabancılık çeken ve o yüzden kimseye pas veremeyen diğer mahalleden gelen yeni çocuk gibiydi. İlk başlarda topla yaptığı hareketler sevimli gelse de, bir süre sonra  topu çok sevdiğini o yüzden de kimseyle paylaşmak istemediğini fark ettim. Top tekniği ancak şu an oynayanlar arasından Messi ile karşılaştırılabilir, hatta bence adam geçmede daha da başarılıdır, fakat bencilliği ve sonrasında yaşadığı sakatlıklar bu yetenekli oyuncuya hep basiretsiz bir kariyer sundu. Real'de iken en büyük rakiplerinin yeniden doğuşuna şahit oldu, sonrasında Almanya'da bu sefer Bayern'in en kötü sezonlarından birinde takıma geldi. Bu gece kendisi ve takımı için bir süredir devam eden şanssızlık bulutları dağılmış gibi fakat finale ve kupaya uzanmaları için hala önlerinde maçlar, ciddi rakipler ve enselerinde gezen bir Barcelona var.

Fakat bu gece adaletin terazileri şimdilik dengelendi...

6 yorum:

bonaventure dedi ki...

harika bir yazı olmuş. eline sağlık.

Kerem dedi ki...

Roben'i ben de begeniyorum, ama kendisi gol sevincinde ne anlatmaya calisti onu da yazarsan cok sevinirim. Sevgiler.

Volkan dedi ki...

Kerem,
onu ben de değil de borges anlatsın sana http://devrimderki.blogspot.com/2010/04/manchester-united-bayern-munih-2-3.html

Gökçe dedi ki...

Bu arada Ucan Hollandali Avrupali bloglar toplantisi duzenleyecek. Cilginlar gibi toplaniyoruz:)))

http://vliegendenederlander.blogspot.com/2010/04/fd-avrupa-organizasyonu-nabiz-yoklama.html

Volkan dedi ki...

İyiymiş valla...
Selamımı söyle bütün bloggerlara...

Sekhranikos dedi ki...

yazık ki bu roben bayern de oynuyor. afedersiniz tsikiniyorum ben bu bayernden.