16.06.2009

Bizim Bıyıklı



"...Biz Antalya kampindaydik. Galatasaray’la Efes Kupasi’ni oynayacaktik. Takim sahaya çikti, kulübeye yerlestiler. Biz de malzemelere bakmak zorundayiz orada. Taraftarin biri giyinmis, Siyah Beyaz bayrak almis eline, tam kulübeyle yan yana bir yerde amigoluk yapiyor. Maç basladi bir iki dakika oldu, oradan bagirmaya basladi. Kulübede de hatirladigim kadariyla Tigana, Sergen, Okan Buruk, Murat Sahin, Tayfur Havutçu oturuyor. Oradan basladi önce hocaya bagirdi degisiklik yapamiyorsun, sen git yaramaz adamsin diye. Tayfur’a bagirdi yaslandin artik, futbolu birak sen diye. Okan’a bagirdi sen Galatasaraylisin git orada oyna diye. Sergen’e git at yarisi oyna diye bagirdi. Baktim herkese geliyor sira. Biz de siralanmisiz orada oturuyoruz. Kendi kendime dedim Süreyya sira simdi sana da gelecek. Kalktim gittim adamin yanina, “Herkes rahatsiz oluyor, daha gol yok bir sey yok hemen basladin siradan hepsini rahatsiz etmeye, otur efendi gibi maçini seyret yoksa polis çagirip seni attiracagim” dedim. Bana bakti, “Biyikli sen çok konusma, 15 senedir maçlara geliyorum hep yedeksin, insan bir gün oynamaz mi?” dedi. Tabi herkes afalladi, birbirine bakiyor. Futbolcular gülmeye basladi zaten. Ama adam hala susmuyor. “Kiralik da mi vermiyorlar seni, hangi baskan hangi yönetim gelirse, sen buradasin, torpilin nerden?” diye devam etti. Böyle komik bir aniydi iste."


"Mesela benim iki çocugum dünyaya geldi, ben hep yurtdisindaydim. Onlar da hep olayli oldu zaten. Kibris’a gitmistik, Gordon Hoca vardi. Esim de o zaman hamileydi. Biz gittik, bir gün sonra dogum yapti. Bizim de 22 gün orada kalmamiz lazim. Ekol olsun diye Metin, Ali, Feyyaz ‘dan dan birini koy dediler bana. Ben de hanimi aradim, çocugun adini koymayin da maçlar baslayacak, ilk gol atanin ismini koyariz dedim. Sonra geldik Istanbul’a, aradan 15 gün daha geçti. Tam 1,5 ay oldu. Esim sabirsizlaniyor tabi artik. Araya Milli Takim girdi, 15, 20 gün de öyle bekledik. Sonra burada Trabzonspor’la oynadik, berabere kaldik. Diger hafta Bursa’ya gittik, orada da berabere kaldik. Sonra geldik burada Karabük spor’la oynayacagiz artik. Karabük de yeni çikmisti lige. Artik 5, 6 olur diyoruz. Metin, Ali, Feyyaz hepsi atar diyoruz. Birinci devre bir tane Ingiliz oyuncu vardi, Walsh, o bir gol atti. Ikinci devre oldu ama gol olmuyor. Son dakikalara geldik artik, Walsh girdi yine sol taraftan, Metin’le Feyyaz’a çikarsa gol olacak. Bomboslar, kimse yok. Kaleci zaten ayaklarini uzatmis. Orada kalecinin altindan yine gol oldu, yine Walsh atti. Maç bitti 2-0, hanimi aradim babamin ismini mi koyacaktik ne koyacaktik, koyalim artik su çocugun ismini dedim."

"Kizimda da yine ayni, Isviçre’deyim bu sefer. Yagmur yagiyor tabi orada sürekli. Tam sahaya geldik, Ünal’la beraber sahadaki islerimizi hallediyorduk. Ahmet Ates var bizim kulüpten. O sahaya geldi bana isaret ediyor, gel gel diye. Gittim yanina. Yagmurdan sirilsiklam olmusuz ama. Istanbul’dan haber geldi, kizin oldu dedi. Ben de iyi dedim alistik artik. Tabi futbolcular falan, herkes beni tebrik etmeye basladi. Del Bosque Hoca vardi o zaman. Merak etmis o da sormus kizi oldu demisler. Çagirdi beni yanina, gittim. Tabi o konusuyor ama anlamiyorum ben, tesekkür ediyorum öyle. Tercüman geldi yanimiza. Meger ismini ne koydugumuzu soruyormus. Hoca daha yeni geldik buraya ama dedim, ellerimi yukari kaldirdim, Allah büyük dedim. O da ben ellerimi havaya kaldirinca, Yagmur koyduk anlamis. Yoksa Yagmur mu koydular ismini dedi tercümana. Ben de tamam o zaman Yagmur olsun dedim hocaya. Esimi aradim Yagmur koyalim adini dedim, öyle karar verdik. "

"Schumacher'in Fener'e ilk geldigi seneydi. 'Bana ilk golü atana altin saat hediye edecegim' diye açiklama yapmisti. Kadiköy'de biz de Fenerbahçe'yle oynuyoruz. Ben de soyunma odasinda uyumusum. Arkadas geldi, ''Leslie Ferdinand Schumacher'e gol atti'' dedi. Ferdinand, herkesi çalimlayip golünü atmis. Malzemeci Halil Agabey, 'Süreyya, Ferdinand seni sever, söyle de o saati sen al' dedi. Maç bitince Ferdinand'a söyledim, "Tamam gidin alin saat sizin olsun'' dedi. Fenerbahçe'nin soyunma odasina gittim. Kaptan Oguz'du, ona saati almaya geldigimi söyledim. O da 'Erkeksen git sen söyle' dedi. Fenerbahçe yenilmis, onlarin soyunma odasi allak bullak. Herkes birbirine 'Senin yüzünden yenildik' diye bagiriyor. Ben de gittim Schumacher'in yanina, isaret edip saati istedim. Elinde krampon vardi, kafama bir geçirdi, bagira bagira kovaladilar beni. Ferdinand saati sordu, ben de 'Saat yerine krampon getirdim' dedim"

2 yorum:

Hanzele dedi ki...

çok güzel anılar. :)

Mucoid dedi ki...

müthiş yaa :))