11.04.2010

Toraman İçin Milli Takım Yolu Açık Mı?

İbrahim Toraman'ı ilk kez 19 yaşlarında Ümit Milli Takım'da sol bek oynarken görmüştüm. En iyi sol bekin Hakan Ünsal olduğu bir dönemde, sağ ayaklı bir oyuncudan sol bek yaratmak bana garip gelmişti fakat İbrahim de yabancısı olduğu pozisyonda sırıtmadan oynuyordu. Antep ve Beşiktaş'ta defansın her yerinde oynadı, İbrahim Üzülmez sol tarafı kapattığı için, bir tek orada oynamadı Beşiktaş'ta. Son yıllarda, orta sahada da oynamaya başladı. Oyun yapısı gereği zaten sık sık ileri çıkan, pozisyona giren bir oyuncu. Hatta ligimizdeki defans oyuncuları arasında, Lugano'dan sonra, gole en yatkın stoper kendisi. Fiziği belki Servet düzeyinde değil fakat her kısa stoper gibi iki müthiş özelliğe sahip: çabuk ve çok iyi zıplıyor. Top ayağına yakışıyor, belki bir Gökhan Keskin hassasiyeti yok (zaten o kimde var ki?) topla oynadığında ama Servet ve Gökhan Zan gibi oyuncuların baştacı edildiği bir futbolda, kendisini dönemin Gökhan Keskin'i saymak hiç de abes bir durum değil. 

Sivok-Ferrari ikilisinin müthiş formu ve uyumuna rağmen, ilk 11'de yer bulamayacak denilen Toraman önce kadroya zayıf nokta olan sağ bekten girdi. Günümüzün hücum etmesi gereken bek tarzı, yeni transferler Kaş ve Erhan Güven'de yoktu. İş yine, bizim Toraman'a düştü. Ekrem ve Uğur'un formsuz olduğu zamanlarda, ortasahada Fink-Ernst ikilisine Necip gelene kadar alternatif oldu. Yetmedi, Ferrari sakatlanınca, eski yerine döndü dün akşam. Maçın Serkan Balcı ile birlikte en göze çarpan oyuncularından biriydi İbrahim Toraman. Topla beraber hücuma çıktı, takımının ilk ciddi pozisyonunda ceza sahasında topla buluştu, defansta mücadele etti. Kısacası tek başına takımın yarısının işini yaptı. Peki TC pasaportu taşıyan oyuncular arasında şu anda ondan formda defans oyuncusu var mı? Hayır... Peki TC pasaportu taşıyan oyuncular arasında -Serdar Taşçı kategori dışında- ondan nitelikli bir defans oyuncusu var mı? Hayır... Son yıllarda, mental olarak onun kadar gelişim gösteren başka bir defans oyuncusu var mı Türk oyuncular arasında? Hayır... Peki bu oyuncu Milli Takım Forması ile şereflendiriliyor mu? Hayır... 


Dün akşam İnönü'de üç milli takım hocası vardı. İkisi, bu görevi daha önce başarıyla tamamlamış olan Denizli ve Güneş'ti. Üçüncüsü de şu an bu göreve gelen, herkesin saygı duyduğu isim Hiddink idi... Hiddink Toraman'ı izlerken ne düşünmüştür bilinmez, fakat Milli Takım'a seçilmediğini öğrendiği zaman şaşırdığını sanmıyorum. Hiddink'in bu zihin tutulması ile ilk sınavı değil zaten, kendisi PSV'yi şampiyon yapıp geldiği zaman, buradan bir sezon bile tamamlayamadan, yaka paça gönderilmişti. Geçen yıllar Hiddink'in futbol lugatından çok şey değiştirmedi, fakat ilginçtir 15 yıl önce kovduğumuz adamı şimdi kurtarıcı olarak getiriyoruz. Hiddink, Güneş ve Denizli... Üç teknik direktöre de sorsak, dün akşamki performansı ile hakettiğini söyler. Hatta, Trabzonspor'daki en "underrated" oyuncu olan Ceyhun Gülselam'ın niye Milli Takım'da banko oynamadığını da merak ederler. Ama işte öyle bir yerde yaşıyoruz ki, hakeden değil de, ahbap çavuş ilişkilerinde iyi olanın kazandığı bir yer burası... Milli takım, "kolum girsin"cilere, şikecilere ve tarikatçılara açık ama, formda olana, hakedene açık değil... 

İnönü'nün girişine yazmak lazım: "Her Beşiktaşlı Fani, bir gün haksızlığa uğrayacaktır" diye. Sıra bugün Toraman'da idi, bakalım yarın kime gelecek? 

1 yorum:

kaio dedi ki...

Toramanin ayagina topun yakistigina katilamayacagim malesef ama mücadelecilikte ve çekirge gibi ziplayabilmekte üzerine yok gerçekten de...