10.04.2009

Beysbol Efsaneleri (1)


Deszen Vieri yazisinda Amerikalilarin beysbol sevgisini elestirince, ben de bu konu uzerine dusundum: Amerikalilar neden beysbol gibi sikici gozuken bir sporu bu kadar seviyorlar? Sosyal bilimlerde bazen arastirmacilara mantik disi gelen seyler kultur kavramiyla aciklanir. Antropolojiden dogmus bir bakis acisidir bu. Bati kulturunde oldukca abes kacacak bir hareket, mesela yamyamlik, bazi Afrika kabilelerinde cok olagan karsilanabilir. Neyse konuyu dagitmayalim. Gecen hafta Sikago'dayken gittigim bir restoranda dinledigim hikaye, Birlesik Devletler'de beysbol kulturunun neden bu kadar yerlestiginin ve hala sahiplenildiginin bir aciklamasi olabilir. Beysbolla ilgili bir cok hikaye ayni zamanda Amerika'nin kendi hikayesini anlatiyor. Beysbol belki de zaten hic bir zaman sadece istatistikler oyunu olarak kalmadigi icin bu kadar seviliyor. Hikaye soyle:
Yunan gocmeni Billy Sianis 1945'de bir Chicago Cubs macina (o senenin final serisinden bir mac) cok sevdigi kecisiyle gider. Fakat diger seyircilerin kecinin kokusundan rahatsiz olmasi sebebiyle gorevliler kendisini disari cikartirlar. Bunun uzerine Billy beysbol tarihine gececek su sozleri soyler: "Bu Cubs takimi bir daha asla kazanamayacaktir". Ileride Billy Goat'in laneti olarak anilacak bu sozlerden sonra gercekten de Chicago Cubs takimi degil bir World Series macini kazanmak, finale bile kalamamistir.
Benim bu hikayeyi dinledigim yer de, Billy'nin torunlarinin islettigi Billy Goat's Tavern adli sehrin belki de en guzel hamburgercisi. Tam bir Amerikan klasigi...

0 yorum: