24.04.2009

Yüzmedeki Rekormania


Sabahın köründe biraz çalışayım derken, kafam üst üste gelen 2 ayrı rekor haberi ile karıştı. Öncce Açık Radyo'da Fransa'da Erkeklerde 2 dünya rekorunun, "yarıfinalde" kırıldığına dair haber geldi. Ne oluyor yahu? diye NTVspor'un sitesine girdiğimde bu sefer de Hollanda'da bayanlar 50 m serbest ve kelebekte de 2 dünya rekorunun kırıldığı haberi ile karşılaştım. Olimpiyat ya da Dünya Şampiyonasının olmadığı bir dönemde bir günde 3 dünya rekoru haberi yüzmenin belki de gelecekteki 5 yıldaki halini bize gösteriyor.

2003 yıllarıydı sanırım, yeni mayoların özellikleri ve performansa etkisi hakkında bir yazı okumuştum. Akıllı malzemelerle yapılan yeni kuşak mayoların özelliği, giysiden çok vücudu saran bir üst deri gibi çalışmaları: sürtünmeyi azaltan, vücuda ek ağırlık yapmayan yeni kuşak mayoların gelecek yıllarda leblebi gibi dünya rekoru kırılmasına sebep olacağı söyleniyordu. Nitekim, yazıdaki kehanet tuttu: olimpiyatlarda rekor ve madalyaya doyduk derken, görülen o ki, insan vücudunun sınırları yüzmede test yeniden teste tabi tutuldu.

Peki bu durum yüzme sporunu nasıl etkiler, eğer atletizmde de yeni bir kıyafet devrimi olmazsa, ufak tefek farklar dışında, rekorlar şu an için insani sınırlara ulaşmaya başladı. Yüzmede ise, atletizmin aksine en büyük etken olan su sürtünmesini çözen kıyafet ve antreman programları (sadece mayo değil, Doğu Bloku'ndan ithal edilen direnç havuzu sistemi de yüzücülerin dayanıklılığını arttırıyor.) gelişmesi, yüzmeyi en azından olimpiyat oyunları bazında daha heyecanlı kılacak gibi gözüküyor. Atletizmde, Afrika ülkelerinin hegemonyasının artması, Jamaika'nın milli atlet programı ile sporcularını Amerikaya kaptırmamaya başlaması gibi faktörler yüzünden, gelişmiş ülkelerin yavaş yavaş olimpiyatlardaki madalya ağırlıklarını yüzme ve su sporlarına kaydırması beklenebilir. Zaten yüzmede 3 ülke, ABD, Avusturalya ve Fransa son yıllarda öne çıkıyor. Michael Phelps, Otis Thorpe gibi yüzücüler dünya starı kategorisindeler, ülkelerinde de milli kahraman gibi bakılıyorlar. Sonuçta, Olimpiyatların güçlü ülkeleri eğer bu trendi devam ettirirlerse, yüzmede ek alanlar açılması (daha uzun mesafeler, karma branşlar vb.) böylece madalya sayısının arttırılması durumu da ortaya çıkar mı zaman gösterecek.

Peki Türkiye ne yapıyor derseniz, geçen yıllarda Juoppo ile beraber Ataköy'de düzenlenen Dünya Şampiyonasına gitmiştik ayaküstü. İlgi yüksekti, fakat durum trajikti, kalabalık türk seyirci ağırlıklı iken, seyirciyi heyecanlandıracak bir tane bile yüzücümüzü göremedim bütün gün boyunca. Fazla söze gerek yok, bugün cuma, keyfinize bakın...

P.S. Fotoğraftaki yüzücü yeni rekortmen Alain Bernard.

0 yorum: