Buradaki ilk futbol filmi elestirisini Zidane belgeseli ile ilgili olarak yapmistim. Aradan oldukca zaman gecti ve en sonunda uzun suredir izlemek istedigim Goal! The Dream Begins (bundan sonra kisaca 'Goal') adli filmi dun DVD'den seyrettim. Sanatsal olarak pek bir basarisi olmasa da oldukca eglenceli ve beklenildigi gibi futbol dolu bir film. Gavurca soylemek gerekirse Hollywood'un klasik 'underdog' (galip gelmesi beklenmeyen, zayif, gucsuz anlaminda) hikayelerinden. Kanimca Premier Ligi'ni takip edenler ve ozellikle Newcastle United hayranlari bu filmi seyrederlerse oldukca tatmin olacaklardir. Konuya ve karakterlere girmeden once film hakkinda kisa birkac bilgi vereyim. Goal aslinda 2005 yilinda vizyona girmis ve pek de yeni bir film sayilmaz. Ingiliz yonetmen Danny Cannon film dunyasinda cok populer biri degil, fakat CSI'in yonetmeni olarak bir cok kisinin sevgisini kazanmistir sanirsam. Goal'de de biraz dizi havasi yok desek yalan soylemis oluruz. Ha bir de berbat bir film olan Judge Dredd'i yonetmisligi var sevgili Cannon'un. Filmin ana aktoru Santiago rolunu oynayan Meksikali Kuno Becker. Kuno Becker iyi bir aktor fakat malesef cok iyi bir futbolcu degil. Filmde top surerken ve sut atarken yaptigi sakarliklar gercek mac izleyecisinin gozune batacaktir. Ama sonucta bu bir film ve filmlerde aktorler oynar profesyonel oyuncular degil. Diger onemli karakterler Santiago'nun menejeri Glen Foy, kiz arkadasi Roz, ve takim arkadasi Gavin.
Hikayeye gelirsek (merak etmeyin spoiler yok), ailesiyle beraber sinirdan Amerika'ya kacak olarak giren Santiago o sirada Los Angeles'i ziyaret eden Glen Foy tarafindan kesfedilip, Newcastle'in alt yapisina aliniyor. Santiago'nun amaci bir aylik deneme suresince kendini menejere ispat edip profesyonel bir futbolcu olabilmek. Bu sirada Santiago'nun basina bir suru aksilik de geliyor tabi: ailevi sorunlar, takim ici problemler, gece hayati (bu konunun detayli bir incelemesi icin Ilyas Salman'in Ya ya ya Sa sa sa filmini seyrediniz), saglik sorunlari falan filan. Santiago gercekten sempatik bir karakter ve film boyunca insan onun basarli olmasini istiyor dogal olarak.
Filmin aksiyon cekimleri yani mac anlari gayet basarili. Kamera acilari oldukca guzel ve gercek maclarla aktorlerin cekimleri iyi harmanlanmis. Filmde Newcastle'dan ve Avrupa'dan bir cok unlu futbolcu da figuran olarak yer aliyor. Alan Shearer'i antremanda ve agirlik calisirken gormek guzel bir surpriz oldu. Ayrica Newcastle'in o zamanki kadrosu da peh peh peh dedirtiyor insana. Bir de simdiki sefalete bakin. Dunyanin en zengin 20 klubunden biri kume dustu. Demek para saadet getirmiyormus. Neyse konuyu dagatmayalim. En kisa sekilde ve klise olarak anlatmak gerekirse 'gunumuzde gecen bir futbol masali' diyebiliriz Goal icin. Buyuk ihtimalle baskalari demistir bile zaten bunu. Futbolu seviyorsaniz biryerlerden bulun ve mutlaka seyredin.
Not: Bu filmin ikincisi ve ucuncusu de cekildi. Su anda Goal 2 - Living the Dream'i seyrediyorum. Kisa zamanda onun elestirisi de gelecektir.
Hikayeye gelirsek (merak etmeyin spoiler yok), ailesiyle beraber sinirdan Amerika'ya kacak olarak giren Santiago o sirada Los Angeles'i ziyaret eden Glen Foy tarafindan kesfedilip, Newcastle'in alt yapisina aliniyor. Santiago'nun amaci bir aylik deneme suresince kendini menejere ispat edip profesyonel bir futbolcu olabilmek. Bu sirada Santiago'nun basina bir suru aksilik de geliyor tabi: ailevi sorunlar, takim ici problemler, gece hayati (bu konunun detayli bir incelemesi icin Ilyas Salman'in Ya ya ya Sa sa sa filmini seyrediniz), saglik sorunlari falan filan. Santiago gercekten sempatik bir karakter ve film boyunca insan onun basarli olmasini istiyor dogal olarak.
Filmin aksiyon cekimleri yani mac anlari gayet basarili. Kamera acilari oldukca guzel ve gercek maclarla aktorlerin cekimleri iyi harmanlanmis. Filmde Newcastle'dan ve Avrupa'dan bir cok unlu futbolcu da figuran olarak yer aliyor. Alan Shearer'i antremanda ve agirlik calisirken gormek guzel bir surpriz oldu. Ayrica Newcastle'in o zamanki kadrosu da peh peh peh dedirtiyor insana. Bir de simdiki sefalete bakin. Dunyanin en zengin 20 klubunden biri kume dustu. Demek para saadet getirmiyormus. Neyse konuyu dagatmayalim. En kisa sekilde ve klise olarak anlatmak gerekirse 'gunumuzde gecen bir futbol masali' diyebiliriz Goal icin. Buyuk ihtimalle baskalari demistir bile zaten bunu. Futbolu seviyorsaniz biryerlerden bulun ve mutlaka seyredin.
Not: Bu filmin ikincisi ve ucuncusu de cekildi. Su anda Goal 2 - Living the Dream'i seyrediyorum. Kisa zamanda onun elestirisi de gelecektir.
1 yorum:
çok klişe bir hikayesi var filmin. ne olacağı ta başından belli. çekimler fena değildi evet, ama santiagoyu oynayan elemanın futboldan ortalama bir halı saha topçusu kadar çakmadığı da meydanda. goal 2 ise ilk filmden daha kötüydü maalesef.
Yorum Gönder