"Altıda Altı" sihirli bir söz oldu, basın toplantısında altıda altı yaptım dedin mi, soru yağmuru kesiliyor, kahvede okey oynayan adam, televizyona göz ucuyla bakıp helal olsun be diyor, futbolcusu gurur duyuyor, başkanı koltuğuna gevşekçe yerleşiyor, her şey güzel, her şey bahar gibi geliyor insana. Ligin, ganyan tablosuna dönmesi bir yana, altılıyı tutturan iki takım dışında, ligde kalan "diğerleri" kendi aralarında top çevireceklermiş gibi görünüyor. Bakmayın, Beşiktaş ve Trabzonspor'un iddialı açıklamalarına, ilk haftadan "biz bir eşeklik ettik, bu sezona kötü başladık, taraftar bizden umudu kessin, gelecek sezon artık nasip kısmetse" diyecek halleri yok, iki klübün de başkanlarını zor bir dönem bekliyor. Fakat altılıyı tutturayamanlar arasında bir takım var ki, kaybedenler klübünde oynadığı futbol ile sivriliyor.
Gençlerbirliği adına uygun genç bir kadroya sahip. Thomas Doll bu kadroya mücadele şevkini de aşılamış, ligdeki en dinamik ortasaha kurgusuna sahipler, özellikle daha önce bahsettiğimiz Labinot Harbuzi ve Mustafa Pektemek, takımın pozisyon yaratmasını bilen zeki oyuncuları. Gençlerbirliğinin en önemli özelliği, ligde başaltı konumuna geldiği zamanlarda yıldız oyuncudan çok iyi takım kurmayı başarmış olması. Gençlerbirliği'nden sonra büyük takımlara giden onlarca oyuncudan çok azı, aynı performanslarını devam ettirmiş ya da bir üst seviyeye çıkartabilmiştir. Gerçekten, ismiyle barışık şekilde, hem gençlerden hem de birlikte oynayan takımlar kurması ile Gençlerbirliği ve İlhan Cavcav ligin en önemli markalarından. Tıpkı Ferguson gibi, Cavcav da uzun döneme yayılan yöneticiliğinde, şimdiki takımla beraber 3 önemli takım kurdu. İlki, kendisinin "ucuza yabancı oyuncu kapatma" becerisinden ilk kez haberdar olduğumuz, Kona, Kushe ve Moshe'li dönemdi, sonrasında Ersun Yanal'lı dönemde, Avrupa'da bile müthiş maçlar çıkardılar. Şimdi ise, uzun süren bir kötü gidişten sonra, Doll ile yeniden yükseliş dönemine geçtiklerinin sinyalini veriyor. Dün akşamki Trabzonspor maçı tesadüfi bir durum değildi, Gençlerbirliği, Sivas ve Kayseri'nin çaptan düştüğü bir dönemde, ortaya çıkan boşluğu dolduracak gibi gözüküyor. Ankaragücü ve Ankaraspor'un federasyona yaptıkları intihar saldırıları sonrası, harabeye dönen Ankara futbolunda büyük bir boşluğu, iyi futbol oynama boşluğunu şimdilik tek başlarına dolduruyorlar. 15 yıldır başkentte sanırım 2 şey değişmiyor, birincisi Melih Gökçek'in belediye başkanlığı, diğeri de İlhan Cavcav ve Gençler'e verilen Ankara'nın futbol namusunu kurtarma görevi...
Klas
2 yıl önce
0 yorum:
Yorum Gönder