30.10.2009

Total Futbol Fetişizmi ve Alex Ferguson



Anlayan anlamayan herkes takımının "total futbol" oynamasını öngörüyor artık.Total futbol,günümüz sosyal-politik sihirli,laf edilemez ve bir o kadar da şeffaf kavramlarının futboldaki yansıması haline geldi adeta.Total futbola laf söylenilmez.Avrupa Birliği'nin "insan hakları" kapsamında bir türlü somutlaştıramadığı maddelere de...Birleşmiş Milletler dahi 1945'ten beri insan haklarının evrensel düzeyde sağlanabilmesi için tesis edilmiştir.Oysa 1945'ten sonra belki de daha önce olmadığı kadar insanlık ayıbı işlenmiştir.Uluslararası savaşlar yerini iç savaşlara,etnik çatışmalara bırakmıştır ve insan hakları deyim yerindeyse bir de BM tarafından tecavüze uğramıştır.Öyleyse,BM'in,AB'nin sorunlara çare olamadıklarını görüyoruz.Demek ki,total futbol da kendimizi her derde deva olacağına zorla inandırmak istediğimiz bir kavram,çözüm kisvesi altında sorunların çoğunun görmezden gelinmesini kolaylaştıran bir can simidi.

Öncelikle,total futbol tam olarak nedir?Hollandalıların başlattığı bir akım olduğu muhakkak.Fakat burada da bir sorun ortaya çıkıyor.Yani Marx'ın Marksist ya da Mustafa Kemal'in Kemalist olmadığını biliyoruz.Büyük ihtimalle Hollandalılar da total futbol aşığı değillerdi.Tamam ilk defa onlar futboldaki-özellikle orta alandaki- mevkii kavramını flulaştırarak bugün oynanan futbolun temelini attılar.Gene de,Cruyff olmasaydı,sistem bu kadar başarılı işlemeyebilirdi.Hollandalıların total futbol anlayışı üzerine daha fazla konuşulabilir tabii ki ama genel hatlarıyla topun sürekli oyunun içinde kalmasını,paslaşmayı,takım oyununu kutsayan ve taktiksel dizilişlere pek önem vermeyen bir sistem olduğunu söyleyebiliriz.Bu noktada total futbolu sorgulayabileceğimiz bir kaç önemli sorun ortaya çıkıyor.Birincisi,eğer sanıldığı üzere taktiksel dizilişlerin,oyuncunun saha içindeki yerinin pek bir önemi yoksa,Mustafa Denizli total futbol aşığı bir hoca olarak gösterilebilir.Çünkü saha içi dizilişlerinde Şampiyonlar Ligi'ni bile yanıltabiliyor.Kimin nerede oynadığı,tam olarak ne yaptığı belli olmuyor çoğu zaman.Hemen burada ikinci sorunun sorulması gerekiyor:Madem total futbol sistemi değil oyunu kutsuyor,o zaman son yıllarda total futbol fetişizmiyle birlikte ortaya çıkan 4-3-3 fetişizmine ne demeli?Günümüzde total futbol oynamanın tek yolu takımına 4-3-3 oynatmaktan geçiyor adeta.Hemen burada bir soruyla daha zihnimizi iyice bulandıralım:Alex Ferguson'un Manchester'ı total futbol mu oynuyor?Sorunun cevabı evetse,Ferguson'un -tüm dünyada bir bildirge yayımlanmışçasına-uygulamaya konulan 4-3-3 bağımlısı olmadığını aksine klasik diye tabir edebileceğimiz 4-4-2 sistemini benimsediğini fakat buna rağmen her an oyunun içinde kalabilen,deyim yerindeyse "birlikte gidip birlikte dönebilen" bir takım yapısına sahip olduğu gerçeğini göz önünde bulundurmalıyız.Eğer yanıtınız hayırsa,Alex Ferguson'un total futbolist olmadığı halde,total futbolun öngördüğü kompakt bir yapıya sahip,sürekli oyunun içinde kalan,hız ve güce doğrudan bağlı,sağlı-sollu palaşmalara önem veren,kanat organizasyonları dahil çok alternatifli hücum organizasyonlarına sahip bir takım yaratmış olmasını nasıl yorumlayacağız?Üstelik bunu Rooney dışında bir dünya yıldızları olmadan yapıyorlar.Yani Ferguson bir bakış açısına göre total futbola bir ideoloji keskinliğinde bağlı olabilirken,bir diğer bakış açısına göre de çağa ayak uyduramamış bir "dinazor" gibi görülebiliyor.Mesele,total futbol dahil hiç bir kavramı tabulaştırmamakta.

2 yorum:

Volkan dedi ki...

"total futbol" ismini ingiliz basını ajax'ın o dönem oynadığı futbola vermişti, o yüzden oyun dutch olsa da ismi anglo-sakson oldu...

alex ferguson'un 15-20 yıllık süreçte futbolu çok değişti, 4-4-2 klasik sistemden kıtasal futbolla rekabet edebilecek kendi sistemine doğru evrildi, fergusonun ilk şampiyon takımının avrupa performansı çok kötüydü, tarihi bayern maçına kadar da bu böyle gitti. Fakat kafasındaki futbol iskeletini değiştirmeden avrupada ve ligde tutunmak için (arsenal ve chelsea'nin yükselişinin de etkisi vardır mutlaka), daha sert ve dirençli bir takım yarattı. açıkta oynayan futbolcularının hem ingiliz futbolundaki gibi fuleli ve hücuma katkılı, hem de alman futbolundaki gibi savunma yapar bir performans göstermesini istedi. ilginçtir yıllar boyunca takımın ortasahasına alınan yıldız oyuncular hiç tutmadı. (Veron, Kleberson gibi) fakat kanatlara alınan oyuncular çoğu zaman en iyi performanslarını bu takımda gösterdiler. Scholes gibi bir oyuncu başka bir takımda böyle oynayabilir miydi merak ediyorum...

Kieran dedi ki...

manchester gerçekten çok ilginç bir takım.incelenmesi lazım.kadrosunda bu kadar "sıradan" oyuncusu olup da bu kadar tepede bulunan bir takım daha yoktur heralde