21.11.2009

Beşiktaş 3 - Fenerbahçe 0 : Şampiyon Olduğunu Hatırlamak

Maçın kilidi 4-2-3-1'de gizliydi. Bundesliga menşeili orta ikili ile Beşiktaş göbeğe çapa attı, buradan Alex başta olmak üzere ortada oynayan oyuncuların hiç birinin geçmesine izin vermediler. O yüzden kanatlarda açık oynayan Fenerbahçeli futbolcular ortaya kaymak zorunda kaldılar. Burada da Serie A lisanslı Beşiktaş stoperleri Fenerbahçenin ataklarını başarıyla savuşturdular.

Orta sahanın önünde oynanan Serdar-Yusuf-Ekrem üçlüsü, Alman çıpası sayesinde oynadıkları süre boyunca diri kaldılar ve kazanılan toplarla hızlı hücumlara çıktılar. Fenerbahçe'nin ortadaki oyuncuları kilitlenince, yük Roberto Carlos ve Kazım'a yüklendi; Roberto Carlos eski günlerinden kısa dönemler yaşattı maç boyunca. Beşiktaş taktiksel avantajı maçın başından ele geçirince, Fenerbahçeli oyuncular rakiplerine göre daha üst düzeyde olan bireysel yeteneklerine güvenmek zorunda kaldılar. İlk yarının sonundaki serbest vuruşun direkten dönmesi bu çabanın kırılma noktasıydı; bu pozisyonda da Rüştü, Carlosa nispet yaparcasına eski günlerinden bir esintiyi İnönü'ye getirdi.
Denizli'nin taktiği, günümüz futbolunun klasik reçetesine dönüşmüş olsa, hücumcu beklerin hala Türk futbolunda etkin bir rol almaması bu maçı bir istisnaya dönüştürdü. İbrahim Toraman ya da İbrahim Üzülmez, ikisi de bu tarz bir oyunun bekleri değil fakat bu maçta iyi motivasyon ve mücadele ile bugünlük birer hücumcu bek gibi davrandılar. Uzun vadede benzer bir performans beklemek, hele şampiyonlar liginde bunu beklemek Beşiktaş için ciddi hezimetlere sebep olabilir.
Fink-Alex ikilisi ligimizde Alpay-Hakan çekişmesinden sonra derbilere gelen en önemli ikili mücadeleyi sunmaya aday. Süperkupa finalinde Alex Fink'in markajına rağmen biri penaltıdan olmak üzere iki gol atmıştı. Bu maçta ise sahne Fink'indi: hem Alex'in aktif olacağı bölgeyi iyi kapattı, hem de attığı muhteşem gol ile maçın kilidini çözdü. Fink çok ilginç bir oyuncu; ortasahada defansif olarak çok etkili, top dağıtımlarına çok karışmıyor ama defansta işi bittiğinde ceza sahası önüne süzülüp, oralardan tehlikeli şutlar atabiliyor. Ernst ile beraber birbirlerinin özelliklerini tamamlıyorlar ve Beşiktaş'a Avrupa takımı kimliğini veriyorlar. (Bunu sağlayan diğer oyuncular Ferrari ve İsmail)
Bobo niye iyi bir golcü olduğunu bu maç gösterdi, onun formda olduğu bir takımda Nobre ancak 3. yedek (Batuhan'ın ardından) olabilir. Fenerbahçe'de yabancı oyuncular ise "overrated" durumdalar. Beşiktaş'ın aksine Fenerbahçe'nin en kritik oyuncularının çoğu Türk: Emre ve Kazım bu oyuncular arasından hayal kırıklığı yaratan oyunculardı. Emre'nin mücadelesi kimle ya da neyle bilmiyorum fakat bunun ne Beşiktaşla ne de Fenerbahçe ile olmadığı kesin, her maça kendi kavgasını vermek için çıkıyormuş gibi bir hali var. Benzer bir durum Kazım için de geçerli, kendisi fazlasıyla şımartılmış durumda ve böyle giderse önemli bir yeteneği kaybedeceğiz. Volkan ve Gökhan Gönül maçta çok etkili değillerdi, Gökhan sola kayıp o bölgeden etkili bir şut attı, gollerde ise Volkan'ın yapacağı çok bir şey yoktu. Mehmet Topuz orta alanda oynayacak boşluk bulamadı, bulduğu kısa anlarda etkili bir şeyler yapmaya çalıştı fakat yetersiz kaldı.

Beşiktaş'ın ikinci yarıda tempoyu kontrollü şekilde düşürüp, ardından peş peşe 2 gol bulması bence Fenerbahçe'nin yakından incelemesi gereken bir konu: Ernst-Fink ikilisinden çok daha güçlü ortasaha oyuncuları ile Avrupa Ligi'nin üst kademelerinde karşılacaklar. Aynı şekilde Alex'in kilitlendiği maçlarda Topuz ve özellikle Özer Hurmacı'nın yaratacağı alternatif hücum kanalları Fenerbahçe için çok kritik önem arz edecek gibi.

Serdar Özkan'ın geleceği en merak ettiğim konulardan biri. Serdar 4 yıldır aynı durumda, ikinci bir "Genç Semih" vakası ile karşı karşıya olabiliriz. Beşiktaş'ta kalıcı bir edinmesi için Serdar'ın önce bunu mental olarak kabul etmesi lazım, girdiği pozisyonlarda müthiş bir beceriksizlik gösteriyor. Fink ve Bobo'nun golleri olmasa, Serdar'ın performans 90 dakika kaldığı bir maçta ters tepebilir. (Bkz. Galatasaray Maçı)

Sonuçta, temposu yüksek bir maç oldu. Dönem dönem futbol kalitesi yüksekti, Fenerbahçe de gol atabilirdi fakat özellikle ikinci yarıda taktiksel olarak çöktüler, sonrasında gelen kırmızı kart da mental olarak çöküşü getirdi. 3. gol ofsayttı diye düşünüyorum, fakat ne olursa olsun İbrahim Üzülmez'in kestiği topu Uğur İnceman'ın Volkan'ın bacakları arasından kaleye göndermesi ancak FM dünyasında olur sanıyordum, bugün yanıldım.

Beşiktaş, geçen senenin şampiyonu olduğunu hatırladı ve taraftarına hatırlattı. Umarım sezonun kalan bölümlerinde de unutmaz.

3 yorum:

SirEvo dedi ki...

"Beşiktaş, geçen senenin şampiyonu olduğunu hatırladı ve taraftarına hatırlattı. Umarım sezonun kalan bölümlerinde de unutmaz."

+1

http://cineshoot.blogspot.com/2009/11/sizden-istedigimiz-iste-bu.html

stalker dedi ki...

ben 4231 değil de, fb gibi 4411 olduğunu düşünüyorum bizim dizilişin. kanatlardaki eşleşmeyi dengelemek için daha geride oynadı ekrem-serdar. finki gerçi saymamak lazım dizilişin içinde. tek orta sahayla oynadık, bu ernst nereye kadar böyle oynar merak içindeyim..

shenem dedi ki...

dünkü maç çok mutlu etti bni:)tebrikler beşiktaş