28.03.2010

Galatasaray'ı Bitirme Planı!*


Dün yapılan kongreden aklımda kalan iki kare: Galatasaray'ın "2 Hakanının" oy kullandığı anlar... Özellikle Hakan Şükür'ün sandık başında verdiği gururlu pozları görünce aklıma şu geldi: "İşte Galatasaray'ı yıkacak Truva Atı". Peki merak etmeden duramıyorum, Truva Atı kadar onu da içeri alanlar da suçlu sayılmaz mı? Açıkçası, kimliği ve ilişkileri çok tartışılan, ülkenin altını oyan bir yapılanma ile arasını daima sıcak tutmuş birinin en büyük spor camialarından birinin içine alınması büyük bir hataydı... Artık o, klübün içinde hiç bitmeyen enerjisi ile konuşmaya, sözleriyle insanları bölmeye, gereksiz polemikler yaratmaya devam edecek. Kendi kulisini yaratmaya çalışacak, her seçimde adı listelerden birinde geçecek, geçmezse de gerekirse o adaylardan fazla konuşup yine bütün ilgiyi üzerine çekecek. Adaşı ve kankası da, ona yazılarıyla destek çıkacak.

"Hakan Şükür Projesi" Türk futbol tarihindeki en kapsamlı siyasi projedir. Bütün hal, hareket ve tavırları aslında bu projenin bir parçasıdır, tıpkı verdiği zamanları çok iyi ayarlanmış "garip" demeçler gibi... Ve bu büyük proje artık oy hakkı kazandı! Fakat bu projenin oy verdiği her kongrede tek kaybeden olur: Galatasaray.

"...hepimizin telefonları dinleniyor olabilir düzgün bir duruşunuz ve yaşam biçiminiz varsa o telefon dinlenmesi sizi rahatsız etmez, beni etmiyor. ben mesela telefonda bütün şikayetlerimi, dertlerimi her şeyimi paylaştığım arkadaşlarım, eşim de dahil olmak üzere bunu açık yüreklilikle söylüyorum..."

Hakan Sukur ile yapılan bir röportajdan alıntıdır....

* Akıl tutulması yaşanan zamanlardayız. O yüzden bu başlığın gerçek haber niteliği taşımadığını ve "ironik" sebeplerden dolayı seçildiğini belirtmem lazım. 

2 yorum:

bonaventure dedi ki...

kafam almıyor bu kadarını. hep geniş bir çerçeveden bakmaya çalıştım. o geniş çerçevenin içine bazen gerçekler bazen komplo teorileri girdi. zaten açıyı genişletmekle açının .mına koymak arasındaki ince çizgide o sanırsam. yani gerçeği komplo teorisi zannetmek. işte senin bu yazında buna benziyor. bir blogta daha dedim. bu başkan büyüktür. yaptığı büyüktür bu hareketleride hakanların anlayacağı çapın çok daha büyüğüdür. bence başkan büyük, sence hakanlar küçük. gerçeği zaman içinde göreceğiz...

Eren dedi ki...

Hakan Şükür'ün kulübe alınmama gibi bir durumu olamazdı, çünkü bildiğim kadarıyla kulübün profesyonel sporcularına üyelik konusunda kolaylık sağlanıyor.

Liseci değilim, hatta beni rahatsız eden yanları var. Ancak ne kadar çamur atılsa da lise, GS'ın diğer camialarda olmayan en büyük koruma mekanizmasıdır. Camianın 'önde gelenleri'nin teoride olmasa da her zaman 1'den (hatta yanına bir iki 0 da koyabilirsiniz) fazla oyu vardır, bir nevi aşiret mantığı. Ve bu kişiler, kulüp üzerinde medyadan, taraftardan veya siyasi güçlerden daha etkilidir. Galatasaray'da başkanlık alınmaz, başkanlık verilir, başkanlığı verenler de bu 'önde gelenler'dir.

O yüzden Hakan Şükür ve 'Hakan the küçük' gibilerin aklı ve çenesi ne kadar çalışsa da, kulübü ele geçirme veya bitirme gibi planlarının işleyebileceğini sanmıyorum.