22.01.2010

Murat Aksu Cephesinde Değişen Bir Şey Yok



Murat Aksu'nun oy kullanacak klüp üyelerine gönderdiği broşür benim de elime ulaştı. Açıkçası, mesele Demirören'i seçtirmemek mi yazımdan sonra, belki yanılırım heyecanı ile broşürü karıştırdım. Taraftara ve klübe yönelik beylik laflar dışında açıkçası dişe dokunur, kayda değer bir önerisini ya da projesini göremedim. "Çağdaş Beşiktaş", "Güçlü Beşiktaş için Şimdi" gibi benim duymaktan bıktığım ama yazanların kullanmaktan bıkmadığı vasat sloganlar ile Türkiye'nin en büyük klüplerinden birinin ay sonundaki kongresine, plansız, programsız ve vizyonsuz girmesi ne acı...

Ben bu kongrede kimsenin tarafı değilim ve açıkçası sırf Demirören gitsin diye de oy vermek bana saçma geliyor. Aksu gönderdiği broşürün pek çok yerinde mali kriz ve yarattığı problemlere değinmiş. Dediklerinin çoğunda doğruluk payı var, İMKB'de yayınlanan bazı belgeleri ben de inceledim, Beşiktaş A.Ş.'nin bizim değerimizden az gösteriyorlar karşı çıkışını da açıkçası doğru bulmuyorum, hele bu değeri futbolcu bonservis bedeli son derece oynak değerlere sahip, nerdeyse maç başına değişebilen değerler üzerinden savunmak açıkçası bende "Koskoca klübün geleceği Sivok'un bonservisine mi bağlı yahu?" tarzı serzenişlere itti. Bu arada değinmeden geçmemek lazım, İMKB'deki bilirkişi raporunda sermayenin 40 milyon dolardan 2 milyon dolara düşmesi de "büyük bir başarı", geçen seneye ait olan bu raporun üzerine Murat Aksu şu an sermayenin o kadar bile olmadığını "eksi" değerlerde olduğunu savunuyor. Açıkçası ilginç bir durum, Beşiktaş'ın gelirlerinde artış, sermayesinde de düşüş var. Ekonomi uzmanı değilim ama insan şüphelenmeden edemiyor: musluğu çalışan bu havuz probleminde acaba çatlağın derinliği ne kadar? Giderler ve borçlar nasıl karşılanacak? Yoksa tek çözüm başkanın kasasından borç almak mı?

Açıkçası ben Murat Aksu'nun yerinde olsam, klübün şu anki mali durumu göz önüne alınarak transfer bedellerini minimumda tutan, hatta gerekirse transfer yapmayan bir kadro yapısı oluşturup yaklaşık iki sezona denk gelecek şekilde, çok ciddi bir kemer sıkma politikası önerirdim. Bu tarz bir yaklaşım popülist değildir ama Beşiktaş camiasının da zaten pembe hayallerden fazlasıyla canı yandı. Devir realizm devridir, gerekirse başarılı olmama ama kar etme devridir. UEFA, global krizden dolayı finansal konularda klüplerin boğazını sıkmayı -geçici de olsa- durdurmuş durumdadır. Fakat, gelir-borç denkleminde en eksilerde olan Türk futbolunun çıkış yolu bu tarz sert politikalardan geçmektedir. Hani hep özendiğimiz dünya klüpleri var ya, Beşiktaş bunlardan hangisi olmak istiyor? Bütün yıldızlarını satışa çıkardığı halde hala gün yüzü göremeyecek olan Valencia mı, yoksa iki üç senede bir dünya futboluna bir yıldız gönderen ve her daim iddialı Sevilla mı? Dünyanın pek çok büyük klübü de ciddi borçlarla boğuşuyor fakat onların arkasında sağlam kasaları var, verdiğim örneklerin o yüzden Sevilla düzeyinde kalmasını mazur görün, zira Türkiye ligi bir Real, Barça ya da Inter'i kaldırmaktan hala çok uzakta.

Kongreye 10 gün kala moralleri bozdumsa affola, fakat artık deniz bitti, bugün Nobre gibi oyuncular 2.2 milyon euro alıyorsa, elindeki yabancı oyuncuları satamıyorsan, yerli oyuncu almak el yakıyorsa o zaman ne yapacaksın? İsyan edeceksin, çünkü Beşiktaş asıl "İsyandır"!

0 yorum: