1.08.2009

İskoçlar Düştü, Fenerbahçe Yükseldi!


Geçen gün yayınladığımız zengin klüpler listesi ile ilgili ilk önemli bilgi Fenerbahçe'nin zenginler klübüne girmesiydi, ikinci önemli haber ise İskoç Liginin önlenemez düşüşü oldu.İskoçların listeden çıkması, Fenerbahçe başta olmak üzere yer kapmayı bekleyenlere altın bir fırsattı. Peki bir zamanların efsaneleri olan "Old Firm"e ne oldu da, hem finansal hem de sportif başarı olarak Avrupa'dan silinme noktasına geldiler?

Brian Laudrup, Paul Gascoinge, Giovanni van Bronckhorst, Ronald De Boer, Henrik Larsson, Şota Arveladze, Tugay Kerimoğlu... Bu isimler son 15 yılda İskoç Liginde (SPL) oynayan yıldız oyunculardan sadece bazıları; bir zamanların transfer sezonu gözdeleri Rangers ve Celtic artık Avrupa'da sansasyon yaratacak transferlere imza atamıyorlar. Old Firm diye adlandırılan ikili hala SPL'de şampiyonluklara ambargo koymuş durumdalarsa, bunun da tek sebebi rakiplerinin onlardan da beter bir finansal krize girmiş olmaları. Yeni imzalanan 5 yıllık yayın hakları sözleşmesi, bir önceki sözleşmeye kıyasla tam bir fiyasko: 125 milyon poundluk 5 yıllık sözleşme, yayıncı kuruluş parayı ödeyemediği için feshedildi, yerine ise bunun yarısı 65 milyonluk, yıllığı toplamda 13 milyon pound'a gelen bir sözleşme imzalandı. Bu her klüpte gelirlerin yarı yarıya düşmesi demek. Rangers'ın başı çektiği grup, TV şirketlerini kendi televizyon kanallarını kurmakla tehdit etse de mali kriz klüplerin belini bükmüş durumda, bu tehdit de koridorlarda yankılanmaktan öteye geçemedi.

Krizin ikinci boyutu da stadyum gelirleri; SPL'de Avrupa'nın büyük liglerinin aksine sadece 12 takım yer alıyor, ortalama takım sayısından %33 daha az. Bu da toplam maç sayısının ciddi miktarda azalmasına sebep oluyor. Her ne kadar maç başına gelirde Avrupa ligleri ile yarışsa da, takım va maç sayısının azlığı toplam gelire sekte vuruyor. Bu problem İskoç liginin yapısal bir sorunuydu fakat özellikle Britanya'yı vuran son ekonomik krizde, bir de taraftarların maçlara gitmemeye başlaması ile birleşince bu yapısal sorun ekonomik felç etkisi yarattı.

Ligdeki takımlar arasında büyüyen fark da, SPL'ye olan ilgiyi hem global hem de yerel ölçekte azalttı. İskoç Ligi'nde 1985 yılında Aberdeen Sir Alex Ferguson yönetiminde şampiyon olduktan sonra, kupayı Old Firm dışında kazanan olmadı. Kendi ligimize 5. şampiyon çıkaramıyoruz diye hayıflanırken,
anlaşılanİskoçların durumu bizden daha vahim... Old Firm de bu farktan yıllardır şikayetçi; ligin kalitesi artmadığı için kaliteli futbolcu getirmekte zorlanıyorlar, fakat şampiyonlar ligi ya da ön elemesi garanti olduğu için de kıtasal mücadelede başarılı olmak istiyorlar. İki futbol arasında da ciddi kalite farkı var ve haliyle futbolcular da konsantrasyon problemi yaşanıyor.Bu duruma çözüm olarak, hem futbol kalitesini hem de gelirlerini arttırmak için Celtic ve Rangers, kendi liglerinin dışında başka bir ligde oynamak için (EPL) başvuru yapmayı gündemlerine getirdi. Bu olay Britanya'nın iki tarafında da farklı tepkilere neden oldu; milliyetçi İskoçlar bunu ulusal onurlarına bir hakaret olarak algılarken, diğer takımların taraftarları en sonunda şampiyonluk görmek umuduyla bu kararı destekledi; İngiliz tarafında da benzer tepkiler vardı, bazı İngilizler, kaba saba gördükleri İskoç taraftarların ligin kalitesini bozacağından endişe ederken, bazı ütopistler ise bunun Britanya Büyük Ligi için muhteşem bir ilk adım olacağına inanmış durumda.

Sonuçlar ne olursa olsun, en zengin 20 klüp sıralamasında daima bir temsilcisi, hatta bazen iki temsilcisi birden bulunan İskoç futbolu, bugün sessiz sedasız bir şekilde sahneyi terkediyor. 10 sene önce de benzer bir durum, Hollanda da yaşanmıştı, Ajax ve PSV'nin düşüşü ile Hollanda Ligi sahneden çekilirken, yeni yıldızların Avrupa'ya dağıtım limanı Porto ve Lisbon şehirlerinin başı çektiği Portekiz'e taşınmıştı. Futbolcu yetiştirmekten çok, transfer etmeye bakan bir lig olan İskoç ligi'nin yerine de sahneye çıkmaya aday 2 ülkenin ligleri var: Türkiye ve komşusu Yunanistan, ana sahnede yer kapmak için ciddi bir savaşa giriştiler; iki ülke de son yıllarda hem klüp hem de milli takım düzeylerinde ciddi başarılar elde etti, iki ülkenin de köklü klüpleri yıldız oyuncuları Avrupa'nın büyük liglerinden transfer etmeye başladılar. İki ülkenin de ekonomileri, Oligarklara, dolayısıyla da enerji ve hammadde paralarına doğrudan bağımlı, inişli çıkışlı tarihleri olan Rusya ve çevresine göre daha stabil ekonomilere ve yaşam standartlarına sahipler. Bu sene Yunanistan ligine Cisse ve Mellberg gibi yıldızlar gitti. Anelka, Ortega, Hagi gibi dünya yıldızları bizde, Rivaldo, Giovanni gibi dünya yıldızları da onların liginde top koşturdu. Kısacası iki lig de birbirine denk kuvvette ve ilerleyen yıllarda şampiyonlar ligi olmasa da, Yeni UEFA Ligi'nde bu liglerin devleri sık sık karşı karşıya gelecekmiş gibi geliyor...

0 yorum: