22.01.2010

Bir Anti-Ara Transfer Vakası Olarak Fenerbahçe




Ara transferde oyuncu transfer etmek zorunlu değil, hatta hiç bir transfer döneminde bunu yapmak zorunda değil klüplerimiz fakat gerek taraftarın gerekse medyanın baskısı çoğu zaman elde patlayan transfer harekatlarının yapılmasının arkasındaki temel motivasyon. Bu ara transfer döneminde en aktif olan klüpler, Denizlispor, Sivasspor ve Galatasaray idi. Jo önemli bir transfer ve SK'nın dün gece yazdıklarına da katılıyorum; ayrıca Sivas'ın Nabil Taider transferi de önemli, eğer kente uyum sağlarsa takıma ciddi katkısı olur.

Fenerbahçe ise transfer yapar gibi görünse de, aslında bu ara dönemde kadrosunu ciddi manada hafifletti. Carlos zaten gidecekti, buna kimse şaşırmadı. Fakat Önder ve Kazım'ın gitmeleri -sebeplerinin ötesinde- takımın kadro derinliğini ciddi anlamda tehlikeye soktu. Gidenler arasına büyük umutlarla transfer edilen Abdülkadir Kayalı da eklenince, takımın güçlenmekten çok zayıfladığını görüyoruz.

Kazım ve Önder birkaç pozisyonda oynayabilen, her zaman ilk 11'in bankosu olmasalar da varlıkları ile rekabeti ateşleyen oyunculardı. İkisinin de TC pasaportu olması ayrıca önemli zira yerli statüsündeki oyunculara ödenen bedeller düşünüldüğünde ikisinin toplam değeri herhalde 10 milyon avronun biraz üzerindedir. Fenerbahçe de özellikle stoper bölümünde ciddi bir yetersizlik var, Bekir bunlara ne kadar ilaç olur bilemeyiz, zaten Önder'den daha iyi olsaydı herhalde kendisini ilk yarı daha çok görürdük.

Gökhan Ünal transferi için şu an kim ne derse desin açıkçası "sallıyor" derim. Kendisinin iki farklı dönemi oldu, Kayseri de Mehmet Topuz ile harikalar yarattı, ligin en çok istenen oyuncusu oldu. Trabzon'da gol attı ama hiçbir zaman istenilen adam olmadı. Şu an zaten minimum beklenti ile alındı, yani atacağı her gol kar sayılacak. Böyle durumlar çoğu insan için motivasyon olur fakat bizim yerli malı futbolcuların kafası normal insan gibi çalışmıyor, garip şeylere motive olup, aynı şekilde hiç beklenmeyen durumlarda moral şalterini kapatıveriyorlar.

Dentinho transferi konuşuluyor bu arada... Dentinho, "wonderkid" halinden artık çıkmaya başladı, kariyeri ve milli takım için Avrupa'ya gitmesi şart. U21'de oynamak Brezilya ligi oyuncuları için çok kolayken, iş A milliye geldi mi Avrupalı oyuncular asıl maçların biletlerinin sahipleri. Kendisi bütün Brezilyalı oyuncular gibi pozisyonsuz ya da birkaç pozisyonun adamı, bizim ligde iyi işler yapar ama Avrupa için hala fazla zayıf bir fiziği var bu arkadaşın. Fakat uzun vadede Fenerbahçe'nin başka bir problemi var: Alex'in yerine kim gelecek? Fenerbahçe takımı, Alex'in sırtlayıp götürdüğü maçlara çok alıştı hatta ortasaha kurgusu tamamen buna göre oluşturuldu. Alex sonrası dönem için Dentinho gibi oyuncuların aranması, Alex'in bir oyuncudan çok daha fazlası olduğunu, Fenerbahçe için başarının kolay reçetesi olduğunu gösteriyor. Fakat Alex gibi oyuncuların yeni bir dönemi başlıyor, Fenerbahçe teknik heyeti bunun ne kadar farkında bilemeyiz ama, artık 10 numara oyuncular forvetlerin yerine geçecek golcü oyunculara dönüşüyor. Hatta bunu söyleyenlerin başında Fenerbahçe'nin eski hocası Parreira geliyor. Bu trendi yakalarsa Fenerbahçe, ilerisi için çok ilginç başarılara imzasını atabilir. Bu açıdan bakarsak, Dentinho ya da benzeri bir "trequartista", takım için çok yerinde bir gizli golcü olur. Gerçi, Guiza'nın bu haline bakınca takıma gizlisinden çok golcünün gerçeği gerek ya...

0 yorum: