20.02.2010

İki Dehanın Mücadelesi: Moyes vs. Ferguson


Henüz geçen hafta Everton'un yükselen formuna şurada değinmiştim.Ancak,United de son 10 maçında yalnız bir kez mağlup olmuştu,bu,karşılaşmayı çok daha heyecanlı kılıyordu.Bunun yanında,Everton'un Premier League tarihinde United'a şansının pek tutmadığını da eklemeliyiz sanıyorum.Bu yüzden,gerek usta-çırak ilişkisi kapsamında Ferguson-Moyes ikilisinin mücadelesi,gerekse de iki formda takımın karşılaşacak olması bakımından özel bir maçtı.

Moyes tam ideal orta sahasına kavuşmuşken,bu kez de Fellaini'yi kaybetmişti.Moyes'in sahip olduğu kadro derinliğini düşündüğümüzde,Fellaini'nin neredeyse alternatifsiz olduğunu söyleyebiliriz.Bu yüzden,orta alanda,bir orta alan oyuncusundan beklenebilecek teknik kapasiteden çok daha fazlasına sahip olan iki oyuncuyu(Osman ve Arteta) kullanmıştı.Bu tercih doğal olarak orta sahadaki fizik gücünü United'in lehine çeviriyordu.Ve fakat,Arteta-Osman ikilisinin topu kullanma becerileri Fletcher-Carrick ikilisinden yüksek olduğu için,toplu oyunda orta saha hakimiyeti,dolayısıyla da oyunun hakimiyeti Everton'un oluyordu.Bu anlamda,Ferguson'un,son maçlarda orta alanın hakimiyetini ele almak için kullandığı klasik üçlüden(Scholes-Carrick-Fletcher) vazgeçmenin bedelini ödedğini söyleyebiliriz.Çünkü bu üçlü Manchester City,Arsenal ve Milan gibi daha teknik orta sahalara sahip takımlara karşı galibiyetleri getiren çok önemli bir etmen olarak göze çarpmışlardı.Ancak,bu maç Ferguson belki de skoru daha rahat bulmak adına Scholes'i kulübeye çekip,Berbatov'u Rooney'in yanına monte ediyordu.

Maçın başlamasıyla birlikte Manchester'in gol yollarında yarattığı hareketliliğin bedelinin arkadan açık vermesi olduğunu Ferguson dahil herkes gözlemledi.Carrick ve Fletcher yine sahada basılmadık yer bırakmıyodu ancak karşılarındaki Arteta-Osman ikilisinin topu kullanabilme kabiliyetinden dolayı,yaptıkları işlerin hiç bir değeri kalmıyordu.Yine de,maçın ilk çeyreğinde Manchester'in klasik,soğukkanlı oyun sisteminin işlemeye başladığını gördük.Orta sahadan çıkartılan toplar Valencia'yla buluşturuluyor ardından,Valencia'nın kestiği toplarda Manchester en iyi yaptığı işi yapıp,tüm isimleriyle ceza sahasına yığılıyordu.Ardından,pek tabii,pozisyon türetebiliyorlardı.Zaten ilk gol de henüz 13. dakikada aynen bu şekilde geldi.Rooney'nin kendi yarı sahasına kadar gelerek aldığı topu sert bir şekilde Valencia'ya aktarışı,ardından Valencia'nın her biri birbirinden naif ama isabetli ortalarından birini daha açması ve Berbatov'un kalenin hemen dibinde topu kaldırarak yaptığı harika vuruşla öne geçiyordu United.Fakat gol iki takımın oyun sistemine de en ufak bir etkide bulunmadı,bulunamadı.Hemen iki dakika sonra,genç stoper Evans'ın sektirdiği topa Bilyaletdinov son derece isabetli ve sert bir şekilde vurup skoru eşitledi.Öyle bir goldü ki,van der Sar topa uçmayı bile düşünemedi...

Eşitliğin ardından United'ın o hemen her maçta gördüğümüz ve takdir ettiğimiz soğukkanlı yapısı,skoru nasıl olursa olsun bulacağına dair inançlarına dayanan kontrollü oyunu bozuldu.Özellikle ilk yarının sonlarına doğru,United orta sahasının gardı tamamen düştü.Bu arada,Everton'un sıklaşan ataklarının da bu dakikalara denk geldiğini gördük.Oyunun seyri 60'lı dakikalara kadar pek değişmedi ancak Ferguson'un 67'de yaptığı Scholes-Berbatov değişikliği her şeyi anlatıyordu:Ferguson eski sistemine dönüp,Rooney'i ileride tek bırakıp,orta sahanın kontrolünü ele geçirmek ve bu sayede Rooney'i beslemek istiyordu.Fakat tüm bu denemelere rağmen United'ın maç boyunca neredeyse hiç set oyunu yapamadığını gördük.

İlerleyen dakikalarda her iki takımında oyundan düştüğünü gördük.Bu sayede,her iki takımda hızlıca atağa çıkabiliyor ancak arkasında da çokça boş alan bırakıyordu.Bu dakikalarda Moyes maçı Everton'a getirecek hamleyi yapmıştı bile:19 yaşındaki Dan Gosling oyundan düşen Bilyaletdinov'un yerine oyuna dahil oluyordu ve o dakikadan itibaren,Everton topu daha çok Gosling'in kullandığı sağ kanata taşıyordu.Burada Gosling hakkında da bir kaç söz etmek gerekir.Önümüzdeki bir kaç yıl içinde Gosling,Premier League'ye damgasını vuracak sayılı oyuncuların başında olacaktır.Sakin oyun karakteri,dayanıklılığı ve isabetli paslarıyla çağdaş bir orta saha oyuncusu görünümü çiziyor.Bunun yanı sıra,sağ bek oynadığını da belirtelim.Gosling'in yüksek oyun zekası çok geçmeden kendini gösteriyordu ve Donovan önderliğinde gelişen atakta Piennar'ın güzelce içeriye gönderdiği topa dokunan Gosling,bitime beş dakika kala takımını öne taşıyordu.O dakikadan itibaren Manchester'in saha içinde hiç bir etkinliği kalmamıştı,zira,hemen ardından bir başka genç oyuncu,Everton alt yapısından yetişen Rodwell,Evans'ı peşine takarak çok şık bir vuruşla skoru 3-1'e getiriyordu.

Moyes'in Ferguson'u mağlup etmesi çok şaşırılacak bir olay değildir.Yine de,Moyes'in bu galibiyeti fizik gücü düşük,defansif anlayışı yoksun bir orta sahayla ve hemen ardından oyuna soktuğu genç oyuncularla aldığını düşünürsek,Moyes'i takdir etmemiz gerekecektir.Daha önce de sürekli değindiğim üzere,Everton gerçekten bu performansıyla Avrupa kupalarına kalmayı hakediyor.Bunun dışında,bu sene Distin ve Donovan'ın takıma katkıları inanılmaz.Donovan kendisinden yıllardır beklenen patlamayı Everton'la gerçekleştirmiş durumda.Donovan'ın kariyerine Everton'da devam etmesi her iki taraf için hayırlı olur.


Everton - Manchester United:3-1

0 yorum: