16.05.2010

Sokaklar Sessiz, Bursa'ya Gitmiş Sevgilim...

Sezonun son akşamı için alışılmadık derecede sessiz İstanbul sokakları. Kadıköy'de devam eden olayları saymazsak da bu gece kendi kişisel tarihimde ilk defa "Şampiyonluk Gecesi" İstanbulumun dışında yaşanıyor. Bizim gibi burada doğup büyüyenler için kupa, aslında hep evin içinde kalan ama durmadan da salondan yatak odasına oradan da başka bir odaya geçen sarı parlakça bir nesnedir. Normalde en fazla bir seneliğine kiralanan kupaya, İstanbul o kadar uzun süre el koydu ki, kupanın bir gün bize nanik yapıp evin dışına, başka ellere gideceğine kimse inanmadı, ta bu geceye kadar... 

1984'teki Trabzonspor şampiyonluğunda sadece 3 yaşındaydım, o yüzden yaşananlar hakkında bir hatıratım yok.   1996'da Trabzon'da oynanan maça,  Kocaelispor, Gaziantepspor ve en son geçen sene Sivasspor'un şampiyonluk deparlarına şahit oldum. Ne olduysa artık, son düzlükte bu takımların nefesi yetmedi ve kovaladıkları kupa yine bizim evde kaldı. Ama hınzır Bursalılar, bu akşam kupayı bizim alıp kapıp kaçtılar, ve bizim evde de yaşayan pek çok futbolseveri de gizliden gizliye mutlu ettiler. 

Sezon başı ve sezon ortası yazdığım Bursa yazılarında değindiğim bir konu vardı: Bursaspor zaten büyük bir camia ve geçen seneye göre kadrosunu en akıllıca güçlendiren takım. Şampiyonluğu kazanmaları bu büyüklüklerinin tescillenmesi anlamına geliyor. Fakat bu olayların bir yüzü, diğer taraftan bakınca Türk Futbolu için tarihin 2. büyük dönüm noktasında bulunuyor olabiliriz. Nasıl ki Galatasaray'ın UEFA Kupası'nı kazanması takımlarımız için bir milat ve yeni bir -ve gayet yüksek- bir çıta olmuşsa, Bursaspor'un bu şampiyonluğu da ülke içindeki rekabet açısından benzer bir etki yaratacaktır. Bu akşam Bursa'nın sokaklarında karnaval yaşanırken, Anadolu'nun çeşitli kentlerinde akşam yatağına girecek olan kulüp yöneticileri ve futbolcularının kafasında şu soru olacaktır: "Acaba biz de yapabilir miyiz?" 

Futbolu güzel kılan yegane şey tarihidir çünkü tarih anlatıldıkça abartılır, güzelleştirilir ve bir efsaneye dönüşür. Böyle efsane anlara çok fazla tanıklık edilmez. Kişisel futbol ajandamda, Bursaspor'un bu şampiyonluğu, 92'de Danimarka'nın ve 99'da Galatasaray'ın yaptığı ile aynı sayfaya yazılacak. Aynı sayfanın bir köşesinde şu not yer alacak: "Beşiktaş'tan zorla istifa ettirilen Ertuğrul Sağlam, başına geçtiği Bursaspor'u 1,5 senede şampiyonluk kazanan bir takım haline getirdi."

Bu haftayı Fulham'a ayırmayı düşünüyordum, artık Bursaspor ve Fulham'a ayıracağım. Yılın takımlarına gereken ilgi ve saygıyı göstermenin zamanı geldi de geçiyor. 

Tebrikler Bursa, tebrikler Bursaspor ve tebrikler "adam gibi adam" Ertuğrul Sağlam.

1 yorum:

íí dedi ki...

manisa da yakinlasmisti biraz sampiyonluga birkac sene once, gecen seneki sivas kadar yakinlasmadilardi ama heyecan yaratmislardi.