Garrincha ya da gerçek adı ile Manuel Francisco dos Santos... Garrincha'yla ilk tanışmam TRT'nin o mutlu mesut eski günlerdeki bir televizyon programındadır. 7 numaralı formayı üzerine geçirmiş adam, topu hiç hareket ettirmeden ayakları ve vücudu ile yaptığı hareketlerle bir yandan topu saklarken diğer yandan karşısındaki rakibini bir sağa bir sola yatırmaktadır. İşte futbolun büyüsü derler ya o gürüntü belki 25 senedir gözümün önünden gitmedi ve bir yaz günü lakaplar hayatımıza "nick name" olarak girmişken hiç tereddüt etmeden Garrincha dedim...
Daha sonraları başka futbolcularla tanıştık Pele vardı mesela o zamanlar hep dünyanın en büyüğü denirdi daha 1986 dünya kupası oynanmamış Maradona duyulmamıştı ama benim aklımda hep Garrincha vardı. O yaşlarda çok bilemezdik Pele en büyüktü ve itiraz etmek hayal bile edilemezsdi. Ama Garrincha aklımda bir yerlerdeydş bırakalım Pele en büyük olsun.
Sonraları büyüdük hani çevrede kirleniyordu gitgide. Maradona çıktı asi, serseri, kadınlar, uyuşturucu, spor arabalar ama saf bir futbol, saf sanat... O zaman yavaş yavaş netleşmeye başladı herşey, endüstriyel futbol dedikleri daha o zamanlar dişini göstermeye başladı. Fakir Brezilya'nin en büyüğü Pele takım elbiseleri ile beyefendilerin ve hanımefendilerin yanındaydı.
O zaman kafamda oluşuverdi şu cümle veya bunun bir benzeri:
Futbolun güzel yanıdır Garrincha aynı Maradona gibi. Beraber oynadıkları hiçbir maçı kaybetmemek gibi çılgın bir istatistiği paylaştıkları Pele ise bir nevi günümüz endüstriyelleşen futbolunun başlangıcıdır. Pele takım elbise, kravat, ışıltılı salonlar ve beyefendilerdir,
"Garrincha ise toprak sahadaki mahalle maçından bir akşam üstü eve dönen çocuğun ağzındaki ıslıktır."
TRT'de izleyip futbolun sanatına aşık olduğum video ise kuvvetle muhtemel bu aşağıdaki videodur.
0 yorum:
Yorum Gönder