Kondefasyonlar Kupası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kondefasyonlar Kupası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29.06.2009

Joel Santana'dan Ingilizce dersleri

Fatih "the Emperor"'in muthis Ingilizcesi hala hafizamizda dura dursun, G.Afrika teknik direktoru Joel Santana, Fatih hocanin en iyi Ingilizce konusan yabanci teknik direktor tahtina goz dikmis olacak ki soyle bi aciklama yapmis...




Ha bir de muzip Brezilyalilar firsati firsat bilip, Funk do Santana isimli bir klip yapmislar ki gercekten guzel bir calisma :)



Devamı - Joel Santana'dan Ingilizce dersleri

28.06.2009

Final Macinda Neden Amerika Tutulur?


Bu turnuvanin basindan beri bu konuyu dusunuyordum ve bugun Bagis Erten'in yazisini gorunce buraya da yazmaya karar verdim. Amerika dunyanin en guclu/en zengin vs. vs. ulkesi... Amerikalilar tabiki bunun farkindalar ve dolayisiyla dunya siyasetinde ve ekonomisinde bu guclerinin getirdigi oranda bir etkileri var . Dogal olarak Amerika'nin kendi cikarlari, diger ulkelerin ve halklarin cikarlariyla her zaman uyusmuyor. Dunya genelindeki Amerika antipatisi de genel olarak buradan kaynaklaniyor. Bu yuzden bir cok kisiye futbolda ABD'yi tutmak olukca zor geliyor. Ama dikkatli bakarsaniz futbolda amator seviyeyi daha yeni asmis bir ulke Amerika. Yani hala emekleyen bir bebek. Surekli karsi ciktigimiz ya da karsi koyamadigimiz endustriyellesen futbolun daha tam olarak fethedemedigi bir yer. Seyrettigim kadariyla da Amerikanli oyuncularda hic bir antipatiklik yok. Guclerinin sonuna kadar mucadele ediyorlar ve rakibe saygi duyduklari kesin. Bu yuzden birakin onyargilarinizi da milyon dolarlik Brezilyalilar yerine hep ikinci sinif takimlarda cebellesen Amerikalilar kazansin bugun.
Devamı - Final Macinda Neden Amerika Tutulur?

25.06.2009

Magrur olma Ispanya..



Macin ikinci yarisini seyrettim, Ispanya atak uzerine atak harcadi ve beklenmeyen bir anda Birlesik Devletler ikinci golu atti. Genel olarak Amerika cok saglam bir defans yapti ve Ispanya'nin golculerine rahat pozisyon vermedi. Sonuc olarak dunyanin en iyi takimi denilen Ispanya favorisi oldugu Konfederasyonlar Kupasi'na yari finalde veda etti.



Ne olursa olsun oldukca keyifli ve heyecanli bir ikinci yariydi. Ispanya'nin cok iyi bir takim olduguna suphe yok fakat ABD buyuk turnuvalarda surpriz yapma gelenegini bu macta da surdurdu. Dunya yildizlariyla dolu bir takima karsi boyle bir zafer kazanan takima sadece sapka cikartilir.



Macin son dakikalarindaki kirmizi kart, yogun baski, iki takim oyuncularin hirsi gerecekten futbol adina goz yasartacak kadar mutluluk vericiydi. Tek uzuldugum nokta Amerika'da bu galibiyeti bir kac kisi disinda kimsenin sallamiyacak olmasi. Ama Donovan ve arkadaslari merak etmesin biz buradan kendilerine hakettikleri degeri veriyoruz.
Devamı - Magrur olma Ispanya..

21.06.2009

Amerikan Ruyasi


Ilk iki macinda sifir ceken Amerika Birlesik Devletleri Konfederasyon kupasinda yari finale kalmayi basardi. Hemen herkes Italya'nin ya da Misir'in bir ust tura cikacagini dusunuyordu, fakat Birlesik Devletleri oyunculari, Brezilya'nin da yardimiyla bu beklentileri bos cikarttilar. Futbolun olu aylarinda boyle guzel bir heyecani bize yasattiklari icin dort takima da tesekkurler.
Macin sonunda ABD'nin yildizi London Donovan soyle buyurmus: "Futbol komik bir oyundur. Her sey olabilir." ABD yari finalde Ispanya ile oynayacak. Neredeyse hic sanslari yok ama futbolu guzel yapan sey boyle tatli surprizlerdir.
Devamı - Amerikan Ruyasi

Brezilya Italya Mac Oncesi Kramponlar







Kaynak: Getty Images
Devamı - Brezilya Italya Mac Oncesi Kramponlar

17.06.2009

Ispanya Zamani

"Cok iyi bir futbolcu jenerasyonlari var, ayni 1970'lerin Brezilya'si ve 1990'larin Fransa'si gibi. Su an Ispanya'nin zamani."
Bora Milutinovic




Devamı - Ispanya Zamani

16.06.2009

Brezilya'ya 4 Teknik Faul

Hakem Fatih Söylemezoğlu olsaydi belki de gercekten olurdu..



Devamı - Brezilya'ya 4 Teknik Faul

Brezilya Misir Macinin Ozeti






Devamı - Brezilya Misir Macinin Ozeti

15.06.2009

Ne Yaptin Parker...


Konfederasyonlar Kupasi kapsaminda dun oynanan Guney Afrika-Irak macinda 'futbol sahalarinda ender gorulen' bir olay yasandi. Guney Afrikali forvet Bernard Parker takim arkadasi Kagisho Dikgacoi'nun bombos kaleye giden kafasini ayaginin topuguyla blokladi. Mac sonrasi roportajina gore Parker bu pozisyondan sonra "oracikta dusup olmek" istemis. Merak edenler icin vidyosu burada.







Devamı - Ne Yaptin Parker...

14.06.2009

Konfederasyon Kupası Yayın Programı - 14 Haziran

Maçların yayın hakkı TRT'de, onlar da sağolsunlar bizleri bu kupadan mahrum etmiyorlar. Bugün başlayacak turnuvanın ilk maçları ve yayın saatleri şöyle:

A GRUBU Güney Afrika Cumhuriyeti - Irak (Açılış Karşılaşması)
Yer: Johannesburg
Stadyum: Ellis Park
Maç Saati: 16:00 (YSİ) / 17:00 (TSİ)
Yayınlayan Kanal: TRT 1

B GRUBU Yeni Zellanda - İspanya
Yer: Rustenburg
Stadyum: Royal Bakofeng
Maç Saati: 20:30 (YSİ) / 21:30
Yayınlayan Kanal: TRT 1


*TSİ: Türkiye Saati ile *YSİ: Yerel Saat ile


Fotoğraf: Ellis Park Stadı, Johannesburg





Devamı - Konfederasyon Kupası Yayın Programı - 14 Haziran

13.06.2009

Tam Zamanında Yetiştiniz: Konfederasyonlar Kupası Başlıyor

Kimilerine göre gazozuna turnuva, hatta yapılmasa daha iyi olur. Kimilerine göre, FİFA'nın para kazanmak için icat ettiği yeni oyuncağı. Kimilerine göre de, milli takımları genç oyuncularını denemesi için bulunmaz fırsat. Transfer dedikodularından bunalan bizler için ise yeni meşgalemiz. Konfederesyonlar Kupası 2009, yarın başlıyor. Başlamadan önce sizlere önemli birkaç not.

BÖLÜM 1 - GÜNEY AFRİKA & FUTBOLU

CM serisinin en komik isimli takımları, Orlando Pirates, Kaizer Chiefs ve Mamelodi Sundowns'un memleketi Güney Afrika en sonunda uluslararası futbolun ağırlık merkezini Afrika'ya taşıyor. 2009 Konfederasyonlar Kupası ve 2010 Dünya Kupası'nın evsahibi olan Güney Afrika'ya bu turnuvaların verilmesinde önemli iki sebep var: FİFA artık risk alarak, futbolu iki kıtanın hakimiyetinden çıkarıp global bir sanayiye çevirmek istiyor. ABD'94, çok eleştirilmesine ve beklenen ilgiyi görmemesine rağmen bu sürecin ilk adımıydı. Bir turnuva atlayarak, 2002 yılında da kupa Asya'ya taşındı. Uzakdoğunun yükselen futbol değerleri Japonya ve Güney Kore ortak turnuvanın, geçmişe dayanan husumetlerini bir kenara bırakıp başarıyla üstesinden geldiler. Sonra kupa yine bir Avrupa molası verdi, moral ve destek yakıtını doldurdu ve bu sefer de Afrika'nın yolunu tuttu.

Afrika'nın yeteneklerinin sömürülmesine iyi bir örnek: Eusebio

Sanayi devrimi nasıl Afrika'nın doğal kaynaklarını sömürdüyse, futboldaki endüstriyel devrim de, Afrika'nın yetenekli gençlerini Avrupa futboluna devşirdi. Portekiz'de Eusebio ile başlayan bu süreç, Avrupalılaşmış Afrikalıları dünyanın tanıdığı yıldızlara dönüştürdü. Vatandaşı olan binlercesi kaçak olarak Avrupa'nın pekçok ülkesinde yaşama tutunmaya çalışırken, Afrikalı futbolcular yetenekleri sayesinde, dedelerini sömüren kıtada, saygı gören torunlar olarak ligden lige, takımdan takıma dolaşarak fink attılar. Gariptir, Avrupa'nın Afrika ile olan futbol ilişkisi, yine sömürge - sömüren ülke ilişkisi üzerinden başladı: Portekizliler, Mozambik ve Angola'ya, Fransızlar Gana, Fildişi Sahili başta olmak üzere kendi kolonilerine dadandılar, şanssız İspanyol, İtalyan ve Almanlar Afrika kökenli oyuncularla o yüzden daha geç tanıştılar. Belki de o yüzden ırkçılığın sahalarda en fazla görüldüğü ülkeler bu son üçlü olmaktadır hala. Aragones'in milli maç öncesi Henry hakkında yaptığı hakaretler unutulmadı, İtalya'da Lazio'nun ve onun insan suretine bürünmüş hali olan Di Canio'nun faşist eğilimleri herkesçe biliniyor zaten, Almanya'da ise ilk kez siyahi bir oyuncu milli olduğu zaman çıkan kıyamet de buna iyi bir örnek olur. Sonuçta öyle ya da böyle, Avrupa ülkeleri, Güney Amerika'nın yerel futbolcu kaynaklarıyla rekabeti sürdürebilmek için, sık sık Afrika'daki "eski dostlarından" destek aldılar. Brezilya'yı dağıtan 98 kadrosunda Fransızlar adeta bir dünya karması oluşturmuşlardı; 4 farklı kıtadan gelen oyuncular Fransa Bayrağı altında, Le Pen'in bütün itirazlarına rağmen, oynayıp Fransa'ya tarihlerindeki en büyük futbol başarısını armağan ettiler.

Steve Biko - Güney Afrikalı Siyahların Kahramanı

Afrika kıtası'nın adı sömürge ile anılmıyor sadece. Apartheid, yani ayrı ayrı gelişim politikası kıtanın bir başka ayıbıydı. Güney Afrika'nın beyaz yönetici eliti'nin ülkelerinin dünya arenasından tecritini göze alarak bu politikayı yıllarca uygulamaya devam etti. Buna karşı çıkanlardan, Steve Biko genç yaşta sorgu sırasında "ölüverdi", Nelson Mandela ve dava arkadaşları ise yıllarca hapis yattılar. Beyaz Afrikalılar tecriti umursamıyordu çünkü ellerinde müthiş bir kaynak vardı: elmas... De Beers öncülüğünde, Dünya elmas piyasasının hakimi aslında Güney Afrika Cumhuriyeti idi. Kazanılan paraların bir bölümüyle, kıtanın diğer bölgelerindeki elmas yataklarını da ele geçirme amaçlı askeri operasyonlar bile düzenlediler. Pek kimsenin bilmediği, fakat Afrika'nın gizli ordusu olarak kabul edilen EXECUTIVE OUTCOMES'da bu süreçte doğdu. ABD'nin Irak'ı işgalinden sonra ortaya çıkan, Blackwater başta olmak üzere özel güvenlik şirketlerinin ilk öncüsü olan Executive Outcomes, ordudan ayrılan özel kuvvet askerlerini, gizli operasyonlarda kullanarak, Sahara altı bölgelerdeki devletleri, kabileleri ya da isyancıları kendi çıkarları doğrultusunda destekledi. Bizim medyamızda çok da yer bulmayan Angola'nın işgali zamanlarında, Güney Afrika "Bush War" denilen düşük yoğunluklu çatışmalarda, dönemin Varşova Paktı ülkelerinin, SSCB'nin ve Küba'nın en iyi özel birliklerine karşı başarıyla çarpıştı. Bu savaşlardan kazanılan tecrübeler de, emekli olan özel kuvvet mensupları sayesinde Executive Outcomes'un taktiksel envanterine eklendi. Elmas, askeri güç ve soğuk savaş destekli beyaz hükümet üçgeni de apartheid rejimini Berlin Duvarı'nın yıkılışına kadar ayakta tutmayı başardı.

Uğruna şarkılar yapılan Madida
döneminin en önemli yabancı
oyuncuları arasındaydı.


Beyazların siyahları yok sayamadığı alanların biri de futboldu. Güney Afrika, eski İngiliz Kolonileri arasında herhalde futbolun en çok sevildiği ülkedir. Milli takımı da, birkaç istisna hariç, tamamen siyah oyunculardan kuruluydu. Fakat ülkenin bir futbol ülkesi olarak tanınırlığına, uygulamada olan ırkçı rejim ket vuruyordu. Mandela'nın başa geçip, ırkçı rejimin resmen sona ermesinden sonra ise, Güney Afrika futbolu patlama yaşadı. Daha öncesinde, Avrupa'da sadece Britanya futbolunda kısıtlı yer bulan Güney Afrikalı futbolcular, İtalya, İspanya ve Alman liglerine de transfer oldular. Bu süreçte, uyanık menejer ve klüp başkanları sayesinde ciddi sayıda Güney Afrikalı bizim ligimizde de oynamaya başladı. Bu oyunculardan ikisi, Fani Madida ve John Leshiba Mosheu oynadıkları büyük takımlarda pek çok başarıya da imza attılar. Bu arada da pek sık olmayan bir olay da yaşandı, ülkemizden bir teknik direktör Muhsin Ertuğral da Afrika'nın en büyük klüplerinden Kaizer Chiefs'in başına geçti. Bütün bu transferlere rağmen, günümüze kadar iki ülkenin ortak paylaşım alanı pek de artmadı. Afrika, özellikle de müslüman olmayan bölgeleri, bizim ilgi alanımızın dışında kaldığı için, oradaki futbol ve spor kültürü hakkındaki bilgi ve ilgimiz hep sınırlı kaldı. Ta ki bugüne kadar, çünkü yarından itibaren iki sene boyunca Güney Afrika iki büyük uluslararası turnuvaya evsahipliği yapacak. Biraz uzayan yazımızın ikinci bölümünde, turnuvaya katılan takımlardan kısaca bahsedeceğiz.
Devamı - Tam Zamanında Yetiştiniz: Konfederasyonlar Kupası Başlıyor