Serie A etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Serie A etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6.05.2010

Kaptanın İntiharı


Kaptan nasıl bir hırs yaptıyla, yaradana sığınmış basmış tekmeyi Balotelli'ye! Karşı takımın günah keçisine saldırdığı için olaylar çok da büyümemiş ama aynısını misal Zanetti'ye yapsa herhalde sahada kan gövdeyi götürürdü.


Totti bu hareketi niye yaptı, açıkçası maçın hepsini izlemediğim için bir fikrim yok. Yalnız, İtalya'da kendi şehri Roma'da bile üstün zekasından parıltılar(!) gösteren Totti fıkraları pek meşhur. Kaptan iyi futbolcu, yetenekli ve karizmatik fakat sanırım göründüğü kadar zeki değil. Zaten bu Totti'nin yediği ne ilk ne de son halt.


Roma'nın ve Totti'nin kazanacakları bir şampiyonluk bu gece Balotelli'nin baldırlarında sona erdi. Kaptan gayet Roma tarzına uygun şekilde, kendi gladio'sunun üstünde intihar etti.


Devamı - Kaptanın İntiharı

12.04.2010

Baggio-Del Piero: Nasıl Efsane Olunur?

Juventus bu cuma, İnter ile karşılaşıyor. Blog'un Milano şubesi Eren'i bir heyecan sarmış durumda; futbolu bırakmadan Del Piero'yu canlı seyredebilecek. Heyecanını anlayabiliyorum, bizim kuşak için Del Piero gerçekten de fenomen oyunculardan biriydi. İlk tanışmamız hiç de iyi olmamış aslında, kendisi bize "Roberto Baggio'yu kesen adam" olarak lanse edilmişti. Futbol cahili birinin sözü olduğunu sonradan anladık çünkü Roberto Baggio'yu keseni Roma Tanrıları çarpar! Aslında meselenin arkasında geçmişte oynanan bir maç vardı. Fiorentina'da yıldızı parlayan Baggio'ya Juventus talip olur, Baggio kardeşimiz aklı Floransa'da kalarak Torino'nun yolunu tutar. Bir sonraki sezon, Juventus ile Fiorentina karşılaşır ve Baggio'nun forması artık Kappa'dır. Kazanılan bir penaltıyı kullanmayı reddeden Baggio, taraftardan tepki alır, yerine geçen oyuncu penaltıyı kaçırınca da bu tepki katmerlenir ve kine dönüşür. Baggio asla Juve taraftarı tarafından benimsenmez, fakat dönem aynı zamanda bir başka dev Milan'ın şaha kalktığı yıllardır, onun efsanevi kadrosu ile başa çıkmak için Juventus'un İtalya'daki en iyi oyuncuları toplaması şarttır. En iyi dendiğinde de akla ilk önce Baggio gelmektedir. Juve taraftarı o yüzden ona sabreder, ta ki Padova'nın altyapısından gelen genç bir adam çıkıp gelene kadar... 

Del Piero aslında Baggio'yu kesmemiştir, Baggio'nun ilk sezonda bitecekken fazlasıyla uzamış Juventus macerasını sonlandırmak için bahane olmuştur. Hem de ne bahane! Milan'a giden Baggio daha beter bir hata yaptığının farkına varmış ve kariyerinin son zamanlarını Brescia gibi vasat altı bir takımda geçirerek (Hagi de benzer bir hatayı yaptı ama Brescia'dan erken kurtuldu) futbola buruk şekilde veda etmiştir. Bu süreçte, yaşayabileceği en büyük başarı olan 94 Dünya Kupası'nda olanlar ise sanırım tekrar anlatmama gerek yok. 


Hikayenin Baggio kısmı kötü biterken, Del Piero ile şahlanan Juventus İtalya'da ve Avrupa'da üst üste kupalar kazandı, finaller oynadı, altın dönemini yaşadı. Derken, şike skandalı ve küme düşme, büyük kaptanı kariyerinin sonuna doğru önemli bir seçim yapmaya itti. İtalya ya da İngiltere'de istediği takımda oynayabilirdi ama o Juventus'da kalmayı seçti. Ve tabi efsane olmayı da... Baggio'nun göstermediği bağlılığı, klübüne belki de profesyonellik sınırlarını da aşan bir fedakarlıkla gösterdi. Gitmemesi sayesinde Juventus takımı dağılmaktan ve Serie B'de birkaç sezon geçirmekten kurtuldu. Felaket, kaptanın kıvrak manevraları ile ucuz atlatılmıştı... 

Del Piero şimdi 35 yaşında ve Milano'ya geliyor. Aktif olarak futbol oynayan birkaç efsaneden biri ve bizim kuşağa İtalya'nın kral olduğu dönemi hatırlatan bir yadigar. Eğer oynarsa ve maçı izleme şansı bulursanız, Del Piero'ya çok dikkatli bakın, belki bir daha böylesini seyretme şansınız olmayabilir.

İmza: Championship Manager'a 93-94 İtalya ile başlayanlar Derneği 
Devamı - Baggio-Del Piero: Nasıl Efsane Olunur?

26.09.2009

Serie A Ne Kadar İtalyan?


Cagliari ile ilgili ufak bir araştırma yaparken, ister istemez kendimi bu yazının başında buldum. İtalya'da, kuruluşundan beri çözülmek yerine gittikçe kronikleşen Kuzey-Güney İtalya ayrımı, en net ifadesini herhalde futbolda bulmuştur. Konu Calcio olunca, bütün İtalyanlar, güneylisi, kuzeylisi, adalısı, Romalısı, herhalde oyuna aynı tutkuyla bağlıdır. Fakat, iş İtalyan Futbolunun en tepesine ulaşmak olunca, Güneyliler bu konuda sınıfta kalıyolar.


Yukardaki harita, 1939-40 sezonunda, Serie A'da bulunan takımlar ve ait oldukları kentleri gösteriyor. Kuzey-Güney ayrımı, İtalya için Roma'nın altı (Bizdeki Ankara'nın doğusu tanımı gibi) olduğu için, güneyin futbol temsilcisi olarak sadece Napoli ve Bari takımlarını görüyoruz. Ayrım noktası Roma 2 büyük takımı ile sahnedeki yerini almış. Kalan ekipler, kuzeyin takımları. Hatta Milano, Turin ve Genova'nın ikişer takımı bulunuyor ligde, tıpkı başkent Roma gibi.


Bu harita ise, günümüze yani 2009-10 sezonuna ait. Bu sezon, Güney İtalya ve Adalar için "müthiş" başarılı bir sezon, güneyden Napoli ve Bari'nin yanısıra, bu sefer Sicilya'dan Palermo ve Catania, Sardinya'dan da Cagliari lige katılıyor. 20 takımın tam 5 tanesi, yani %25'i güneyden katılmış. Geçen 60 yılda, Güney adına bir gelişim olmuş fakat güney İtalya'nın, dönemsel başarılar dışında ligde sözü geçer takımı hala yok.



Başarı demişken, bir de scudettolara bakalım, kim ne kadar şampiyon olmuş derseniz, burada güneyin namusunu kurtaran açıkçası bir Arjantinli, Diego Armando Maradona olmuş. Toplam şampiyonluklarda, Kuzey İtalya'nın merkezi Piedmonte tam 43 şampiyonlukla birinci sırada. Piedmonte'nin takımları Juventus ve bir zamanların Grande'si Torino. Lombardiya bölgesi, 34 şampiyonlukla ikinci sırada. Burada Milano kentinin olması, niye bu kadar şampiyonluk kazanıldığını anlatır kanımca. Üçüncü sırada sürpriz bir şekilde, Cenova bölgesi var, anlaşılan Samprodia, Genoa geçmişlerinin gölgesinde yaşayan takımlar. Dördüncü sırada yine bir sürpriz var, Bologna'nın bulunduğu Emilia - Romagna Bölgesi. Roma'nın bulunduğu Lazio bölgesi 5. sırada anca yer buluyor, Lazio ve Roma şampiyonluk konusunda çok başarılı değiller anlaşılan. Ve bütün bunlardan sonra güneyin bölgelerine geçiyoruz, Kampania bölgesinden Napoli, hepsi Maradona zamanında kazanılan 2 şampiyonluğa sahip. Güneyden gelen diğer şampiyon ise, 69-70 yılında bu başarıya ulaşan, Sardinya Adasının yegane takımı Cagliari. Toplamda 105 şampiyonluktan sadece 3 tanesi Roma'nın güneyini görmüş. Maradona sonrası, Napoli'nin girdiği büyük krizi düşündüğümüzde, Diego olmasa bu kadarını bile göremezdik, buna da şükür diyebiliyoruz ancak.

Katılım ve başarı istatistiklerinden gördüğümüz kadarıyla, İtalya 1. profesyonel futbol ligi Serie A, aslında Kuzey İtalya Ligi'nin hallicesi. Tıpkı, seyirci sayısı artsın, biraz da çerez olsun niyetine, NBA takımları arasında Kanadalı ekiplerin sokulması gibi, Güney İtalyalı ekipler de Scudetto yarışının çoğu zaman figuranı olmaktan öteye gidemiyorlar. İtalya 90'da, evsahibi takımın, Napoli'de, Maradonalı Arjantin takımına karşı oynarken, Napolili futbolseverler tarafından yuhlanması, zamanında İtalya'da deprem etkisi yaratmış, ayrılıkçı kuzeyliler "bakın, güneyliler İtalyan bile değiller, bizi istemiyorlar" argümanına oynarken, biraz daha aklı fikri yerinde olanlar acaba biz nerde yanlış yaptık diye düşünürken, olaya futbol penceresinden bakınca, Duçe'nin İtalyası'ndan, AB üyesi İtalya'ya kadar geçen sürede, büyük değişikliklerin olmadığını görüyoruz. Güneyin, kuzeyi en azından futbolda yakalayabilmesi için, bir değil, onbir Maradona bile yetmezmiş gibi gözüküyor.
Devamı - Serie A Ne Kadar İtalyan?

7.04.2009

Mourinho ve Bitmeyen İstekleri Sorunsalı


5 Nisan tarihli Mourinho açıklaması

"5 galibiyete daha ihtiyacımız var."

Ertesi gün bir başka Mourinho açıklaması

"4 yeni transfer lazım."


Inter'in Serie A'da lider olduğunu hatırlatırım. Takımı büyük olasılıkla şampiyon olacak ama Mourinho'nun istekleri bitmeyecek buna eminim.
Devamı - Mourinho ve Bitmeyen İstekleri Sorunsalı